bugün

unutulmaz!

babam cennette varolan binlerce güzellikten bahsederdi. hepsi inanmam içindi tanrı'ya. hurilerden, altından ırmaklardan, sonsuz nimetlerden bahsederdi. cehennem şantaj yaptığı da olurdu. ben ise küçücük bir çocuk olduğum için inen göz kapaklarımı tek bir soru cümlesi ile açmaya çalışırdım:

"baba" derdim, "cennette uyku var mı?"

sureleri ayetlere ayırırdı. her zaman inançlı olmuştur babam. tanrı'ya, insanlara ve bana.
bir türlü bir gram uykuya hasret küçük oğluna uyku bulamadığında ümitsizce cevap verirdi:
"oğlum" deyip, saçlarımı okşadıktan sonra eklerdi:

"cennette uyku yok."

işte böyle bir gece vazgeçtim tanrı'dan ve o'nun olan her şeyden. cennetinden, cehenneminden. enb güzel mekanında dahi benim için hiçbir güzellik yoktu."

sustuğunda dostum, göz göze geldik. vazgeçişlerinin kılıfları, ümitsizliklerinin heykelleri. gözlerinden geçen hayalleri. ve biz.
o kadar yorulduk ki bu oyunu oynamaktan. ve, o kadar sıkıldık ki birbirimiziden. ama bir gün..
lise yıllarında ilk aşka çıkma teklifi etme anıdır. gerçekten sevmişsinizdir ve işin ciddiyetinden haberiniz yoktur. bi aptallıktır teklif edersiniz ama cevap yıkıcı nitelikte olacaktır. sonrasında ise ;

(bkz: teoman - paramparça)
(bkz: ibrahim tatlıses - bir kulunu çok sevdim)
Babama karşı yaşadığım tecrübe defalarca güvenip sonunun tırt olması. Babaya güvenmek riskliydi benim için e ama baba işte bi güven ne olacak oldu her güvendiğimde daha da yıkıcı oldu edindiğim hayalkırıklığı da bonusu.