bugün

öğrenciyken ve para durumları son raddede sınırlıyken fena halde sıkıntı veren durumdur. zaten ayrıntılı bir vicdan muhasebesi neticesinde büyük fedakarlıklarla söylenmiş bir bardak gazoz "lank!" diye masaya konuverir halden anlamaz garson tarafından. daha müstakbel pidenin ufukta görünmesine asırlar varken hem de. her bir yudumda sihirli elf liköründen içiliyormuşçasına kıvrana kıvrana çekilir pipetten. ikinci içeceği söylemek söz konusu bile değildir. ilerleyen yıllarda maddi durum düzelse dahi tek içecekle idare etme sendromundan kurtulmak kolay olmayacak, bir öğrencilik travması olarak kişinin içinde uzun süre yaşayacaktır.
çakal işletmelerin bir çakallğıdır. yemeği beklerken içecek gelir içecek içilir, yemek gelice tekrar içecek sipariş verilir ve böylece 2 içecek satın almış olunur hem de çakal işletme haz alır.
en lüks restorandan tutunda en izbe yemek yerine kadar degişmeyen tek kavram.
nasıl olsa hemen gelir diye açarsınız. kolaysa, asiti kaçınca zevki kalmıyor diye küfrede küfrede içersiniz. yemeği sade yemekten hoşlanmıyorsanız bir tane daha söylersiniz.*

bunun bir değişiği de masadaki ekmeklerdir. çok açsınızdır, siparişi verip beklemeye koyulmuşsunuzdur. aradan uzun bir zaman dilimi geçer, yemek hala gelmez. ekmekten bir tane alayım dersiniz. dersiniz demesine de 5-6 yı bulur yediğiniz ekmek dilimleri. yemek gelmeden doyarsınız. o yemeği de yine küfrede küfrede yersiniz. sonra da derler sofrada küfür etmek günahmış! küfür etmek zaten günah !!*
Kötüdür muhtemelen yiyeceğin bitmesine az kala bir tane daha içecek alınır.
emperyalist güclerin bir oyunudur bu. işletmecilerin psikolojik taktiklerinden biridir.
(bkz: birayla gelen bedava fıstık)
(bkz: çayla gelen bedava patlamış mısır)
- bu ne garson?
+ çayınız efendim.
- şimdi götür bunu tostumla getir.
tost geldikten sonra
- garson bu çay niye soğuk?
+ sonra getir dediğiniz çay efendim.
- hay ben senin....
o andan itibaren zaman geçmek bilmez.
yemeği yerken bir tane daha istemeye sebebiyet verendir, bilinçli yapılandır.