"insanlık" kavramı, emperyal genişleme faaliyetlerine ve ahlaki-insancıl karakteriyle de ekonomik emperyalizmin kullanımına çok elverişli, ideolojik bir aygıttır. Proudhon'un söylediği bir söz, küçük bir değişiklikle, meseleyi aydınlatır: Kim insanlıktan bahsediyorsa , aldatmak istiyordur.
Carl Schmitt
Siyasal Kavramı, Carl Schmitt

Dini ideolojinin en büyük özelliklerinden beri insan-biçimciliktir. Bu ideoloji insanlar arası ilişkileri insan-biçimci bir tarzda okumakla birlikte bütün varlığı da bu tarzda ele alır. Bunun yanı sıra hümanizm insanın ilk ölçüt yapıldığı bir düşünce biçimidir. Hümanizm de tıpkı dinler gibi merkeze insanı koyar. Sonuç "insanlık" adı altında insanın intiharıdır.
(bkz: ama gerek yok)
Aşkın olan varlık anlayışı da yine insan-biçimcidir. Din adamları istedikleri kadar insanı degil tanrıyı ölçüt aldıklarını söylesinler durum değişmez. Aşkın varlık insan istek ve duygularını yansıtıyorsa merkezde olan yine insandır. Ki zaten öyle.