bugün

sermiyan midyatın ikinci filmi. babannesini anlatıyor. okuma yazma bilmeyen ama ölen eşinin yerine 1956 yılında mardin'in midyat ilçesine belediye başkanı olan köylü kadını demet akbağ oynuyor.

1 şubatta sinamalarda.
sinemalara gelen filmdir.

yarın akşam izleyip yorumumu yapacağım bu politik taşlama ile ilgili filme.
sermiyad nidtay'ın yazıp yönettiği film vizyon a girmiştir.
bkm klasikleri arasına girebilecek bir yapıt. Umarım birileri izlerken yanlış yorumlamaz.
komik olabilir ama sanatsal anlamda bişeyin beklenmemesi gerek.
Başrolde Demet AKBAĞ'ın oynadığı, fazla komik bulmadığım ve gidilmeye pek fazla değmeyecek komedi filmi.
(bkz: hükumet)
daha önce ay lav yu'yu izlemiş biri olarak güzel bir film olacağını düşünüyorum.ekşi sözlüğe baktığınızda film hemen asagilanmis kötülenmis burda gördüğüm yorumlar çok daha olumlu.sermiyan midyat'in filmleri bana türk sinemasini hatırlatiyor hani kimine kaliteli gelmez ama izlemek zevk verir,gerçekten o havayı yakaladığını düşünüyorum.
demet akbağ olur da bi film kötü olur mu hiç. dün son matineye gidicektik ancak çok uykum vardı, gözümü açamıyordum valla.
(bkz: yazarları inandırmak)
demet akbağ için ilk fırsatta seyredeceğim film. yine eğlendirecek biliyorum. *
şu film sektörünun kürt muhabbeti yapmaktan bıkmadığını gösteren film.
medyadaki ve dolayısıyla toplumdaki kaba, komik ve egzotik kürt ve kürdistan imgelerini yeniden üretmeye aday filmdir. bu anlamıyla kendisinden önceki çoğu başarısız filmin yanına eklenme talihsizliğine düşecektir hükümet kadın da.

yeşilçam'la başlayıp modern diziler ve mahsum kırmızıgül'ün vıcık vıcık filmleriyle devam eden bu eğilime şimdilerle sermiyan midyat da katılıyor. biz de ona katılıyoruz tabii.
Ay lav yu ve arkadaş ısrarıyla gittim filme. ince mesajlar vardı. bazı sahnelerde güldüm de. ama ne bileyim bir şeyler eksik gibiydi. güldürü unsurları biraz zorlama gibi geldi bana. ay lav yu'daki gibi yine araya karışan çocuk sıktı beni. sinema mantığından uzak geldi bana. sinemada değil ama evde seyredilmesi daha keyifli olacaktır.
kötü denemeyecek film. çok iyi de denemeyecek film. iq'nuz çok yükseklerde değilse sizi kolay kolay sıkmayacaktır. fakat salondan çıktığınızda da "hassiktir o neydi öyle yaa" diyecek kadar da etkilemeyecektir sizi. iişiniz gücünüz yoğusa, evde bön bön oturacağınıza, maç izleyeceğinize, caddede aptal turlar atacağınıza buna gidiniz. ama o kadar sıkılgan değilseniz gitmeyin. sonraya saklayın.
bol bol dinler arası diyalog, "hepimiz kardeşiz, beyaz siyah olmadan olur mu, bu ülkenin renkleriyiz" propagandası yapan film. hatta bana, sırf bu diyalog saçmalığı amacıyla çekilmiş gibi geldi. bilinçli bir izleyiciyseniz zaten bu tip mesajlar bir kulağınızdan girip, diğerinden çıkar. onun dışında genel olarak güzeldi film, çok kötü değildi. ama en iyisi televizyonda yayınlanmasını beklemek ve yayınlanınca evde izlemek.
propaganda amaçlı film. oldu amk hepimiz gardaşız apoyu da vekil yapalım. başka, suyundan da koyayım mı?
demet akbağ için seyredilir...
kör parmağım gözüne tarzı kaba ideolojik mesajlarını geçsek bile siktiri boktan bir film...

insan şuna film demeye utanır...

not: kolpaçino veya maskeli beşler gibi filmimsilerden bile geride diyeyim anlayın....
bayat bazı espriler çıkarılırsa gayet güzel filmdir. demet akbağ'ın oyunculuğu yine tartışılmaz.
kimi zaman oldukça ağdalı, fakat filmin çoğunda dozunda seyreden demet akbağ oyunculuğu dışında, izleyene pek bir şey veremeyen, buna mukabil cem yıldız ın müziklerinin gerçekten çok iyi olduğu sermiyan midyat filmi.
genç liselilerin sene sonu müsameresinden farkı olmayan bir filmdi. çalışanlarının zamanını çalmışlar. bizim de paramızı çaldılar resmen. iki tane sinema görmemiş hatun kahkaka attı diye komik olarak nitelendirilemez.
56 altı yılında türkçe alfabeyi bilmeyen yaşlı hatun nasıl kürtçe harf biliyor (X) orası açıklanmamış.
ince ince mesajlarınızı bi yerinize sokarım sizin orispi çucuği...
Kürtlere ve Araplara hakaret edildiği gerekçesiyle suç duyurusunda bulunulan film..
güldürürken düşündüren bir film. türklerin filmde ilerlediği ve çok başarılı olduğu bir film. hayatımda izlediğim en güzel filmlerin arasında. herkesin gitmesini şiddetle tavsiye ederim.
bir arkadaşımla izlemeye gittiğim ve eksik olmasın sayesinde gülmekten yarıldığım film.

şimdi bize tesadüfen kapının yanı başında ki koltuklar kalmış. neyse oturduk izliyoruz derken bu sermiyan midyat'ın canlandırdığı karakterin, arkadaşlarıyla birlikte bağ evindeki halay çektiği kısmı var filmin, o anda kapı çalıyor karısı geliyor falan. işte o çalan kapının sesine arkadaşım bizim yanı başımızdaki kapı çalınıyor hissine kapılıp kafasını bizim yanımızda olan kapıya çevirmesiyle benim onu farkedip gülüp yarılmam bir oldu. yanımızdakiler de bize bakıyor bir yandan, filminde komik bir sahnesi değil ya.

her ne kadar filmin kalan bölümünde mıncırmalara maruz kalsam da kendimi o hazdan alıkoyamazdım.
vakit kaybı.

kendi içerisinde tutarsızlıklar göstermekte.

farklılıklara saygı mesajı vermeye çalışmaktasın eyvallah.

ama kara çarşaflı kadın üzerinden bu insanları küçük düşürmek, alay etmek neden?

hani nerde kaldı sizin farklılıklara saygınız?