bugün

Şeb-i arus ne zaman diye sormanın çözümü olabileceği sorunsal. Bir keresinde yalnız kızla yalnız kaldığımda şöyle şeyler saçmalamıştım, iki insan birbirine yakın durduğunda nefes alıp verişleri ve kalp ritmleri senkronize olur. Hmmm cevabını almıştım sonra.
Ya karsindakini tanimiyorsun ondan oluyor ya da basiretin baglaniyor.
utangaç ve aptal erkek sorunudur.
zorunda mısın dedirten. hoşlandığın kızla bir aradasın anın tadını çıkarsana embesilspor.
millete embesil demeden önce düşünün ki ; sen keyfini çıkarırken kız bu mal nabiyor amk nereye düştüm lan ben demez mi Zekispor..

Gayet olağan durum.
Kişilerin uyuşmadıgını gösterir. Mesela sen birinden hoslanıyorsun ve kafa dengin. Konu açma derdi gutmezsin. Sohbet bir şekilde açılır. Karşı taraf da açabilir. Ama kafalar uyuşmuyorsa, erkek konu açmak için kıvranır durur, açamadıkça gerilir, gerildikçe açamaz. O yüzden kendinize çok haksızlık etmeyin, demek ki kız size göre değil yoksa sohbet kendi kendine yururdu zaten. Unutun gitsin.
Kızın vereceği tepkiden korkan erkeğin sorunudur. Baktınız boşluk oluyor "sevişelim mi?" Diye sorun. Normal bir cevap veriyorsa kızı ahtapot gibi sarın kaybetmeyin, ha sacma sapan tepkiler, cığlıklar, tokatlarla cevap veriyorsa arkanıza bakmadan kaçın, o kız olmamış.
kişi hakkında biraz ön araştırma ile çözülebilecek sorun.
Birini kendine yakın hissettiğinde, yakınlık doğduğunda, söylediğin her kelime önem kazanır. O zaman
kelimelerle kolayca oynayamazsın çünkü her şeyin bir önemi vardır. O yüzden,
sessizlik boşlukları olur. insan başlangıçta kendini garip hisseder çünkü
sessizliğe alışık değildir. Bir şeyler söylenmesi gerektiğini düşünürsün, diğeri
ne düşünür yoksa? Birine yakınlaştığında, sevginin herhangi bir türü doğduğunda,
sessizlik gelir, ve söylenecek bir şey kalmaz.

Aslında gerçekte de söylenecek bir şey yoktur. Hiçbir şey yoktur. Bir yabancıyla, söylenecek çok şey
vardır; dostlarınla, söylenecek hiçbir şey yoktur. Ve sessizlik ağır gelir,
çünkü buna alışık değilsindir. Sessizliğin müziğini tanımıyorsun. Sadece tek bir
iletişim yolu biliyorsun, o da sözel, zihin kanalıyla. Kalple iletişim kurmak,
sessizlikte, kalpten kalbe iletişim kurmak nedir, bilmiyorsun. Sadece orada
bulunarak, varlığın kanalıyla iletişim kurmayı bilmiyorsun. Büyüyorsun, ve eski
iletişim yöntemlerin yetmiyor. Sözel olmayan, yeni iletişim yöntemleri
geliştirmen gerekiyor. insan olgunlaştıkça, sözel olmayan iletişime daha çok
ihtiyaç duyar. Dile ihtiyaç duyuyoruz, çünkü iletişim kurmayı bilmiyoruz. Bunu
bildiğimiz zaman, yavaş yavaş, dile ihtiyacımız kalmaz. Dil, son derece ilkel
bir ortam. Gerçek iletişim ortamı, sessizliktir. O yüzden, yanlış bir fikre
kapılma, yoksa
büyümeni durdurursun. Dilin kaybolmaya başlaması bir eksiklik değildir; bu yanlış bir fikirdir. Yeni bir şey var olmaya başladı ve eski kalıp
bunu içine almaya yetmiyor. Sen büyüyorsun, elbiselerin kısa gelmeye başlıyor.
Bir şey eksilmiyor; sana her gün yeni bir şey ekleniyor. Ve sonunda bir an
gelir ki, o an sadece sessizlik işe yarar. O yüzden, bundan sonra biriyle
birlikteyken ve sözcüklerle iletişim kurmadığınızda, ve sen de kendini garip
hissettiğinde, mutlu ol. Sessiz kal ve o sessizliğin iletişim kurmasına izin
ver. Sevgi ilişkisinde olmadığın insanlarla ilişki kurmak için, dil gereklidir.
Sevgi ilişkisinde olduğun insanlarla birlikteyken, dilsizlik gereklidir.

insan yeniden bir çocuk gibi masumlaşmalı, sessizleşmelidir. Hareketler olur yine; bazen gülümser, el ele tutuşursun, bazen sessizce göz göze kalırsın;
hiçbir şey yapmadan, sadece var olarak. Varlıklar buluşur, birleşir, ve sadece
ikinizin bildiği bir şey gerçekleşir. Sadece bunu yaşayan ikiniz bilirsiniz;
başka kimse farkına varmaz, öyle bir derinlikte olur her şey. Bu sessizliğin
tadına var; hisset ve tadını çıkar. Kısa zamanda anlayacaksın ki, onun kendi
iletişimi var; daha büyük, daha yüksek, daha derin ve daha içten. Ve bu iletişim
kutsaldır, saftır

Osho
Utangaç olmanın verdiği bir şeydir ve bence iyi bir şeydir.
Kişiye duyulan duygudan dolayı beynin bloke olması durumudur. Açıklayayım: duygular beynin düşünme fonksiyonunu engeller, böyle durumda sadece o duyguyu düşünürüz ve beyin başka konuya adapte olamaz. Bu yüzden aşırı duygusallık iyi değildir, aşırı duygusallık içinde olan bir kişi giderek bunu düşünmekten dolayı strese girer. Beyin olaya mudahale ederek kendisinin düşünme yeteneğini bloke eder. Hoşlanılan kızın yanında konu açamama bu olayın 5 te 0.90 ı kadardır. Böyle bir durumda olan kişi, hoşlandığı kişiye olan hoşlantısını ve aşkını çok düşünmeyip onu nasıl etkileyebilirim diye düşünmelidir. Böyle konuşuyorum çünkü; aşık olma olayı kalpte değil, beyinde gerçekleşir. Kalp beynin bir memurudur.
konuyu açamamanın sebebi rezil olma düşüncesidir. çünkü saçmalama olasılığının o an için yüksek olduğunun farkındasındır.
niye konu açamayayım aptal ederim onu.
Vücudun verdiği doğal bir tepki, kızın yanında nabız rahat 130 a falan çıkıyor ki bu 3-4 km tempolu koştuğumda anca olan birşey resmen hissediyorum nabzımı o sırada. yani vucut kendini bir şekilde kasıyor farklı bir moda sokuyor bu da beyinde birşeylere yol açıyor çünkü önceden tasarladığın tüm o konular espiriler falan uçuyor o 15 dk lik süre içerisinde uçup gidiyor. aslında burda ilinç olan şey bu tepkiye kızların olumlu yaklaşmaması yani yüzyıllardır bir kızı çok seven insanlar bunu yaşıyorsa kadınlar neden bunu anlayıp buna göre o insana daha cesaret verici yaklaşmıyor? bu gerçekten araştırılması gereken bir konu.
ağzına yüzüne yumulma isteğinin insan bünyesini ele geçirmesi kaynaklıdır. kan beyne değil başka yere gidiyor, malum.
(bkz: konu açılır)
Hiç karşılaşmadığım durumdur.
Genelde kültürlü kızlardan hoşlandığım için laf lafı açar sonra bir bakmışız dünyayı kurtarıyoruz.
tipsizlikten kaynaklanır. yakışıklı adam açar konu.
En iyisidir. Ters konu açıp iyice b*ka batmaktan iyidir.