bugün

bir dream theater şaheseridir.
live at budokan olayındaki intro kısmında flamenkoyla ilgilenen biriyseniz, hani pek sevilmesede sevmesenizde belki, gypsy kings havası estirirken şarkının sizi alıp götürmesi vardır ya, o bitirir işte.

insanın, "petrucci abi diyip" susası ve şarkıyı hissedesi geliyor usulca. eksiksiz.
ellerimden kaybolan yılların ardından bakmayı sevmiyorum artık. kimsesiz bir yaşamın en güzeli, yitip giden zamana bakmadan yaşamayı bilmem. sonunda mı? sonu zaten belli. beni aldığınız yere bırakmadan önce iyice düşünün. ben oraya aitmiyim?

(live at budokan versiyonunu dinlerken döküldü yine cümleler, düşler, hayaller, hayatlar...)
eksiliyorum
zamansızlık içinde kayboluyorum
kendim için sen olabiliyorum.
sonra yine gözlerin..
her zaman senin için çarpan kalbim
düşlerinin içinde kalacak..

içimden geldi geceme konuk olan bu şarkıya..
dream theater"in her kesimden insana hitap eden sarkisi. nedeni sting şarkılarını andıran introsu ve a bölümündeki naif melodik yapıdandır. solodan sonraki nakarat modülasyonla birlikte sarki açılır, ucar gider.
eşsiz bir parçadır. dream theater'ın kendini aştığı ve net bir şekilde en iyi parçalarındandır.
bunu sevmeyen insanın müzik bilgisi ciddi ciddi oturup tartışılmalıdır.
güzel, çok güzel..
evet evet güzel şarkıdır..