bugün

yeterince hoşlanmıyor olabilir ya da badakizm'in kurbanlarından biridir. aklıma başka mantıklı sebep gelmiyor.
utanıyordur.
Bazen hoşlanmak insanın dilini baglar , cesaretini hapseder ve bir adım atmaya mecali olmaz er kişinin.
Kurt gibi uygun zamanı bekliyordur. Pusuya yatmişdır. Tecrübe eksikliğide olabilir zamanla öğrenecek Kişidir.
Görülmese de, anlaşılmasa da inkar da edilse oluşacak yolun adımlarını ilk kızların attığındandır.

Onun adımlarıyla açtığı yoldan yürürüz sadece.
Kaybetme korkusudur. Eger adim atar geri cevrilirse o hergun hayalini kurdugu guzelliklerden ve en onemlisi umutlarindan olacaktir. Adim atmazsa uzaktan sever, umudunu yitirmez hep bir kabul edilmenin hayaliyle yasar.

bana gore askin en guzel hali platonik olanidir.
erkek değildir, olsa olsa erk. olur o da belki. *
Adim atmayi gerektirecek kadar da hoslanmiyordur.
belki de sorun şu: ne zaman sahip olmayı çok istediği bir şeye sahip olma olasılığı karşısına çıksa; kız arkadaş, ev, iş, eğitim, para filan, birden o şey ona çok aptalca ve anlamsız geliyordur. o kadar ki artık onu istemiyordur zaten.
utanıyor ve rededilmekten korkuyordur.
tek sebebi işin öznesindeki hatunun kezban olmasıdır.
Adim atmanin kendisini kiza yakinlastiracagini dusunmeyen erkektir.
dikkat ile irdelenmesi gereken, üzerine tartışılması, düşünülmesi gereken ve biz erkekleri çıkmazlara sürükleyen durum.

öncelikle şunu belirtmek isterim hayatımda hiçbir zaman playboy triplerine girmedim çünkü hiç bir zaman o yaşayış tarzına özenmedim. dolayısıyla o yönde bir yaşantımda olmadı. bu güne kadar beraber olduğum sevgililik ilişki yaşadığım kadınlardan yola çıkarak diyebilirim ki utangaç biri değilim çekingen biri de değilim dolayısıyla.

ama bu demek değil ki hoşlandığım her kadına gidip açılacağım. bu saçmalığın daniskası kendinizi başkalarının karşısında aptal durumuna düşürmenin gereği yok. biri kalkıp demiş ki '' hayat kısa neden beklemektesiniz gidin söyleyin''. siz bu adamı dinlemeyin. hayat kısa kuşlar uçuyor

şimdi bir örnekle durumu açıklayalım:

bir kadınla tanıştım gayet normal bir arkadaş ortamı içerisinde ve yine aynı arkadaş çevresiyle bazı grup çalışmalarında da bulunucaz. neyse hoş bir kadın fakat o sıralar tamamen arkadaş gözüyle bakıyorum. araya hayli bir zaman girdi (3-4 ay kadar) sonra tekrardan beraber aynı grupla bu sefer daha fazla vakit geçirmeye çalıştık ve grup içindeki konuşmalardan, anlattıklarından, fikirlerinden ve kafa yapısından ben hayli etkilendim ama kendimi dizginlemem gerektiğini biliyorum çünkü bir ilişki yaşamamız bana pek mantıklı gelmiyor niyeyse. sonra gel zaman git zaman en nihayetinde kendimi dizginlemekten vazgeçtim. bir akşamüstü saatleri aldım telefonu ve aradım. dedim ki: '' işin yoksa 1 saat sonra bi' kahve içelim mi ne dersin ?'' kabul etti. ben hiç mi hiç beklemiyordum ama kabul etti hemde 1 saat sonraya. bir kadın sadece 1 saat sonrası için evden kalkıp yanınıza gelmeyi göze alıyorsa gerçekten sevinmelisinizdir bence. ( en azından ben böyle düşünüyorum/düşünüyordum )

neyse güzel bir buluşma oldu gayette keyif aldım. işin kötüsü ise dahada etkilenmeye başladım ve artık fark ettim ki kendimi tutamayacağım. farkettim ki ben bu kadından hoşlanıyorum. sonra aradan 1-2 gün geçti. ama 1-2 gün boyunca hiç ama hiç konuşmadık ne mesaj ne telefon. sonra ben yine aldım telefonu aradım. bu sefer bir yemek teklifinde bulundum 2 saat sonrası için ve bu teklifte kabul edildi. o an için hayli iyi hissediyordum kendimi. çünkü gelmek istemeyen bir kadın yada üşenen bir kadın gözümün üstünde kaşım var der yine de gelmez istemedikten sonra neyse uzatmayalım bu buluşmalar 1-2 defa daha gerçekleşti biraz daha toplu zaman geçirildi falan filan derken bahsettiğimiz kadının yine bir sebepten şehir dışına gitmesi gerekti.

kalktı gitti.

bu arada bahsetmem lazım bu buluşma teklifleri sadece benden çıkıyor. evet belki kadın kişisi davete icabet ediyor fakat asla davet kısmını kendi üstlenmiyor. ayrıca buluşmalarda da zamanın nasıl geçtiğini farkedemiyoruz, gülüyoruz eğleniyoruz herşey keyifli harika ama gel gelelim ben mesaj atmadıktan sonra ben aramadıktan sonra aramaz mesaj atmaz bir durumdayız. gerçekten bir ara denedim henüz şehir dışına gitmeden önce 1 hafta hiç mesaj atmadım o da atmadı. ama ben mesaj atarsam 5 saat aralıksız konuşabiliyoruz. böyle garip bi durum

neyse şehir dışına çıktı demiştim 3-4 hafta yok ortalıkta önce 2 gün bekledim. sabrettim ve mesaj attı kısa bir naber nasılsın konuşmları geçti ve öylece kaldı ardından ben yazdım 1-2 gün sonra yaklaşık 4-5 saat konuştuk ettik ( mesajlaşarak ). fakat ne olduysa oldu ve o günden sonra o keyifli konuşmadan sonra bir daha hiç bir şekilde konuşmaz olduk. ne o aradı ne ben aradım ne de başka bir şey. ve bu iş böylece sürüp gidecek gibi de duruyor.

yanin demem o ki bu durumda ben neden gidip açılayım ki ? çok saçma değil mi ? iyiki bir anlık gaza gelip de içimdekileri söylememişim bence sizde söylemeyin oldukça sabırla bekleyin durumu iyice ölçün tartın ardından hamlenizi yapın hem üzülmeyin hem özgüveninizi kaybetmeyin.
Çünkü bir (bkz: barbara palvin) değilsiniz.
Seviyodur o . Reddedilmek istemiyordur. Bu onu çekingenlige itmiştir.
kaybetme korkusudur. fakat daha sonra pişman olacağı muhtemel olan erkektir.
Bence reddedilmekten korkuyordur. O kişiye çok değer veriyordur ve o olmadan hayatında bir boşluk olacağı için onu kaybetmek istemiyordur. Aslında bakılırsa bu korkaklıktır. Erkek adam korkak olur mu ya? Ben bile hoşlanırsam gider direk söylerim. Sizlerde öyle yapın bence. Ölümlü dünya, bir daha mı geleceğiz dünyaya aman.
mesela erkek sana baktığın da yarak gibi kafanı çevirirsen o çocuk sana nasıl açılsın mal kezban. açılmasını istiyorsan biraz yol yap ki adamda ona göre davrasın amk. iyi çocuğu itele kakala hor gör sonra bana açılmıyor kusura bakma lord of the kezban o çocuk sana yarrak açılır he sende kıllı vajinanı 29 yaşından sonra bir hanzoya aile zoruyla verirsin olur biter.
Vardır bir sebebi hikmeti, her şeyi de merak etmeyin canım.
Daha buyumemistir emekliyordur.
hoşlanılan kızın sevgilisi olduğundandır belki de.
reddedilip olamayacak bir aşk için üzüleceğine, olma ihtimalinin hala var olduğu mutluluğu seviyordur.
yengeç burcu olmasıdır.
Doğru zamanı bekliyodur.
yorulmuştur. adım atacak hali kalmamıştır.