bugün

bir insanın içine düşebileceği en boktan durumdur. bi kızla cinsellik konuşursun heyecan vermez. bi ünlüyü görürsün heyecan vermez. yeni yerler yeni insanlar görürsün heyecan vermez.
hayatınızda çok önemli bir ögenin eksikliğini fark etmenize sebebiyet veren bir süreçtir.

süreçtir, çünkü devamlıdır. isviçre alpleri' ne tırmanıp, ren nehrini, lake geneve' yi de görseniz, ispanya' da sangria yudumlayıp paella da yeseniz, paris' te sacré-cœur tepesinden eiffel' in ışıklandırmasını izlerken yakın ahbabınızla biranızı da yudumlasanız, haşın en kralını içip, partinin en kralına da gitseniz, hissettiğiniz şeyler eskiden hissedebildiğiniz şeylerin yanında kıyasa layık olmayan, minimal şeylerdir.

aa evet ne güzel gidip görmek filan diye hevesleniyor insan di mi? o öyle değil işte. siz siz olun zamanında didinip de bulduğunuz yaşam enerjinizi size veren o tek şeyi kaybetmeyin. tabi önce bunu bulmanız lazım o da ayrı bi dert.
büyümeye delalettir.
Hiçbir şeyin ilgi çekici gelmemesi ve her şeye kayıtsız kalmak ile birlikte varolan durum.

Bir şeyler anlatmak ve dinlemekten daha eyleme başlamadan yorulmuş hissetmek, geceleri olduğun yerde uyuyakalmayı istemek; sabah kalktığında önceleri heyecanla sigaraya uzanan elin dahi çekimserliği, yeni bir güne başlamamak için direnen ayaklar ve ona eşlik eden kafa; kaçmak, saklanmak, bir sigara yakıp boş gözlerle bir noktayı taciz etmek; acıkıp bir şeyler yemeye enerji bulamamak, mümkün olsa günlerce hatta yıllarca uykuda kalmayı istemek, yeni olan her şeyden sürekli olanlardan olduğu kadar sıkılmak... Ölmeye dahi üşeniyorum, sırf bu yüzden ölümsüz kalacağım.