bugün

Vay amq dünyada neler var lan! Ben hayatımda ilk defa rostoyu umutsuz ev kadınlarındaki temizlik hastası olan kadının ikinci kocasından duydum aq ondada göstermedi yemeği hayal ediyordum nasıl bişey diye sonra internetten baktım pek iç açıcı gelmedi bir kebab değıl. Evet.
fakir yazardır evet. içinde hep bir ukde olarak kalmıştır. kayıp mıdır bilmiyorum ama çok istiyorum yahu.

bir keresinde lüks mü lüks, şaşaalı mı şaşaalı bir restoranın önünden geçiyordum. restoranın açık hava kısmında adamın biri oturmuş. neler yoktu önünde neler? kesme tahtası gibi bir şeyin üzerinde nar gibi kızarmış koca bir biftek, orta boyda bir somun ekmeği üzeri unlu, baharatlarla harmanlanmış bir patates püresi ve küçük bir kasede de ne olduğunu bilmediğim bir salata vardı. yanı başında cam şişelerin içinde türlü türlü soslar, barbekü sosu, akdeniz sosu falan. arkadaşı bekliyormuşum gibi dikildim restoranın önünde, göz ucu ile onu izledim. öyle bir iştahla, hazla yiyordu ki yemeğini onu öyle izlerken ben doyuyordum. sonra marlboro'sundan bir dal yaktı. bir çay söyledi. hesabı ödedi ve tek eline mercedes'inin anahtarını, cüzdanını ve sigara paketini alıp kel başının üzerinde duran güneş gözlüğünü gözlerine indirip umarsızca uzaklaştı.

gökyüzünün lekesiz masmavi olduğu, rüzgarın ılık ılık bedenleri okşadığı, temiz ve sakin bir yaz günüydü...

edit: adamın yediği az pişmiş rostomuydu bilmiyorum ama genelde zengin içerikli entrylerde "az pişmiş rosto" tabiri bulunduğu için o da büyük ihtimalle ondan yiyordu.

edit2: olm gelin sarılalım ya, fakirlik başa bela, ruha zarar amk evet.