bugün

yalnızlık onun saç modelini hayal etmektir hala, 6 kış sonra dahi.
Ama bu heyhat.
Kötü...
Hissettiriyor kendini insana.
Kötü hissettiriyor kendini insana.

Kadın; postişli saçlarıyla beni anlayıp ifade edemeyen; ,
ingilizce anlayıp ama konuşamayan her Türk genci gibi.
Kadın; %60'lık final gecelerinde beni gitmemeye çalıştıran teksir kağıdı kokan vücudunda.
Kendince zeki ama mağdur üniversite genci ifadesi var yüzümde şimdi.
Hoca çalışmadığımız yerden sordu ey dili Türkçe dahil her dile değen..
Neylersin!

Aslında ben istedim ki...
Ben istedim ki...
Çay...
ŞEkersiz çay...
oysa ben 3 şekerli içerdim,
3 şekerli içerdim andımı:
"tanrı şahit, bir daha bu duruma düşmem." diye.
Bizim sandım, bizim andımız sandım
oysa tek başıma okudum boyası dökülmüş okulların önünde, yağmur altında.
söylediklerini tekrar ettiğimiz 5. sınıf öğrencisinin karizmasını yakalamaz belki ama söylemekten hicap duymam:
"varlığım; senin varlığına armağan olsun." amin.
saflıktır,
arsızca yüzüme vurulan bugün.
Bu kadar zamandan sonra hem de.

"safsın sen, saf..."

doğru safım ben
en arkadaki safım ben; ellerini göbeği üzerinde bağlamış namaz kılar gibi yapan
iyi günde idam, kötü günde afım ben
cennette kapı sürgüsü, cehennemde arafım ben
aydınlıkta ahmet haşim, karanlıkta özdemir asafım ben
buruk kalbe dolap, gülen yüze rafım ben
ışığa muhalif, karanlığa tarafım ben
sen gülerken naif,toplu, sen giderken bertarafım ben
yalnızlığa başlık parası, mutluluğa fuzuli masrafım ben
bazen hüzünlü bir mektup, bazen acı haber veren telgrafım ben
kapayınca gözümü iltifat,açınca koca bir gafım ben
en lain çekince, en kahpe itirafım ben
sağ yanınla uzlaşı, sol yanınla ihtilafım ben
emrine amade, ismine ithafım ben
2 kelimeye razı, bi cümleye israfım ben
adının altına imza, geleceğine parafım ben
gövdene istimlak, nefesine tavafım ben
uzaktayken sorun yok da, göz gözeyken bi tuhafım ben...
çünkü safım ben. saf.
Sıradanlıktır.
Herşey herzamanki gibiyse,
Standartsa her olay,
olağandışı hiçbir şey yoksa hayatında,
Herşey normalse en ucuzu;
yalnızsın arkadaş.
Yalnızlık ki ne yalnızlık...
heyhat..
kötü...
hissettiriyor kendini insana.
kötü hissettiriyor kendini insana.

sıradanlıktır yalnızlık.
Age of oynarsın mesela, random yaparsın ırkı. oyun sana Franks'ı verir.
En sıradan ırktır bilen bilir. Random'un Allah'ı yani.
başlarsın oyuna, herşey normal, çiftçinin tarlası kurumuyor, kimse saldırmıyor, askerler yaşlılıktan ölüyor sadece.
okçular oku bırakıp klasik gitar almış surun dibinde çalıyor falan.
surları yıksan, misyoner bile gelmez arkadaş, senin dinin sana benim dinim bana der papaz efendi.
salsan işçileri, kooperatif kurup cami yaptırırlar aralarında yevmiyelerinden arttırıp.

sözlüğe girersin örneğin. yaran yanlış okuma başlığına göz gezdirirsin.
Eğlenceli gelir ama sen onu bile beceremezsin. hep doğru olan şeyi, doğru zamanda, doğru okursun.
Zorlarsın, şaşı bakarsın, kafan doluyken bakarsın sol frame e. diş dolgusunu iş olgusu diye okumaya çalışırsın. komik gelmez vazgeçersin.sahteliğinden utanırsın.

sıradanlıktır yalnızlık.
Hep planlı seversin.
hep düşündüğün gibi çıkar her huyu
sonunda pişman olursun hep.
Hayatına fazla gelir. kovamazsın.

sıradanlıktır yalnızlık.
1 kere sever, hep onu beklersin.
heyhat yalnızlik, ac kollarini ben geldim, sar beni soğuk soğuk o bom boş kollarında, ört üzerime o eskimiş ilgisiz kalmış yıllarını, unuttur bana insan sevgisini sıcaklığını, alıştır beni o sessizliğe ümitsizliğe, sil içimdeki beklentileri, sana geldim, kabul et beni, sonsuz dostum sırdaşım ol, sen ve ben daha cok yalnız ben, ah benim yalnizlığım.
Yalnızlık onun gözleridir.
Heyhat'sa güzelliği.

Ahhhhh o gözler...
Limit x'i dahi yoldan çıkaran;
sıfırdan sonsuza giden kutsal yolundan.
Cebir cebre başvurur
ilahi merhamet, hangi toplam ona eşit?

Ahhhhh o gözler için;
Görmesin diye herhangi bir beyaz ırk
Kapatılır Anadolu'nun kapıları geri
Malazgirt'ten maraz doğar
Lazım değil, Türkler soğukta otursun.

Ahhhh o gözler...
Peygambere naat.
Hipokrata inat.
Bir yemin ki diğer tüm gözler üstüne
Şerefsizim böyle güzel bakılmaz.

Ahhhh o gözler için;
Diğer gözlerin
Tamamını hem de
Hani hatırlarsınız
irisinın irini çıkana kadar
Hem de rendeyle
Törpüle.
bir nevi,
efkarlı sesleniş,

heyhat yalnızlık
ne de güzel yaşıyorsun benimle,
günlerdir, aylardır, yıllardır,
ne de güzel kuruldun kaderime,
kaderime nasıl da yazdın kendini heyhat yalnızlık diye,
nasıl da sevdin beni,
nasıl da vazgeçilmez oldun,
bırakamadın heyhat beni yalnızlık,
gözlerin doğuyor gecelerime dedikçe
hatırlattın kendini,
sigaramı içime çekerken dudaklarımdan döküldü
heyhat yalnızlık benimle diye,
ne uzun sevgilisin sen,
en sevgilisin sen,
hiç gitmeyen sevgilisin sen,
rakıya buz değil, yalnızlık atıyoruz değil mi biz
demiştin bana soğuk rüzgar tenimizi acıtırken,
inadına soğukta otururduk,
ben seviyorum diye sende dayanırdın,
heyhat yalnızlık sen benim denizim oldun,
mutluluk verdin bana,
hep dur yanı başımda,
biliyorum zaten gitmessin, yakışmaz sana gitmek
ki
bana da sensizlik yakışmaz,
iyi ki varsın heyhat yalnızlık.

bazı zaman da diyorum ki
heyhat yalnızlık
çok olmadın mı artık ?
yalnızlık ya!
heyhat,
kötü.
hissettiriyor kendini insana.
kötü hissettiriyor kendini insana ayrıca.

gözüm takıldı baş ucumdaki resme; elinle dağladığın, kar düşmüş zirvesine işler gibi uludağ'ın;
sonra eklem gibi, dirsek gibi el ele tutuştuğumuz;
arasından sızan çoruh gibi terimizin yatak yaptığı avuç içlerimiz göz önünde.
ve zaman,
Özelleştirme idaresi Başkanlığı gibi, el koyan; tuzlu avuçlarımıza.
senin yanında cihan barışına tehdit gibi akan ben'in önüne set koymak için..
ve hidro-diyalektik yalnızlık üretecek bir baraj projesi açıyor ihaleye avuçlarımda; boş ellerime acır gibi bir yandan.
terletircesine tutmadım hiç bi el and olsun.
Senden öte,
Senden beri.
Dilimin ucuna gelenleri susmakta yoktur üstüme.
Sana nefretle bakar gibi görünürken;
dalağıyla, böbreğiyle dön diye yalvaran o kişi benim.

Yalnızlık Gap projesiyle ilgili makale okurken efkarlanmaktır.
Yalnızlık duyu organlarına başka işler vermektir;
Boş durmasınlar diye.
çay yazmak, yazı içmektir.
gözle susup, yürekle ağlamaktır,
kokusuyla doymaktır.
Yalnızlık, hiç inanılmayan bir dinin,
ebedi misyoneridir.
Ama bu heyhat, kötü..

Yalnızlık üzülmenin sen ben gibi,
Ahmet, Mehmet gibi sıradanlaşmasıdır.
Aile içinde sade bi törenle üzülmektir yani.

Yalnızlık kız isteme merasiminde babayla göz göze gelmektir.
Bilmediğin adreslere esnaf tarifiyle yürürken yüreğinde dolaşan hislerle aynı yani.
Yalnızlık bardakta, demli ve masandadır. Yani;
Kime sorsan gösterir.

Yalnızlık sus pustur.
Herzamanki kelimelerin manasını yeni keşfettiğindeki,
çığlık kadar en az.
Yalnızlık akıldır; ustur.
Yalnızlık yaramazdır, akıllanmaz.
Akıl, Us' tur.
Akıllanmaz=uslanmaz.

Yalnızlık TDK.gov.tr'de
youtube linki aramaktır.
Vicdansız, lisansız ve lisanssız müzikler için.

Lisanssız.
insansız..
insafsız...
Ne desem az;
Akıllanmaz = Uslanmaz (bkz: TDK)
Sen bile inanmıyosan söylediğin yalana;
Heyhat, yalnızsın..

Tamam gitmene bir şey dediğim yok da;
Söyledim sana, sinirlenir ev sahibi,
Ben aileye verdim bu evi diye.
Yoksa cidden iyiyim,
Daha ziyade dalgalar kızmış sana,
Geçen kahve içiyodum mesela,
çay bahçesinin sahibi geldi,
Zor durumdaymış,
Benim eve ulaşamadığından,
Onun mekanını dövüyomuş dalgalar sinirden.
Ertesi gün polis geldi hem,
Ciddi bir suratla Söyle ona dedi.
ikameti nerdeyse orda uyusun dedi.
Ama böyle zoraki uyumasın dedi,
ikametini severek uyusun,
Bu durum olmasa gelme geri sıkıntı yok
Ama bu çok önemli bi maddeymiş
Türk özlem Kanununda,
Yoksa çok uzun süre kızacakmışlar bize.
Cuma hutbesinde söylemese hoca tamam diyecem de;
Evden ayrı kalınca abdest de olmuyormuş.
Namazlar falan hep boşuna anlayacağın.
Yani sen bilirsin de,
Bakkal da çok kızdı;
Ekmeği az aldım diye.
Hele doktoru görmeliydin:
Artık yalnızsın sen,
Gelme aile hekimine.
Benlik bir şey yok,
Zabıtayla konuş
Yalnız gezmenin yasak olduğu
Karanfil pazarı ve yer sergileri için.
Sonra mükellef sordu,
Gümrükçe onaylanmış bir işlem veya kullanım için,
Daha neyi bekliyo bu mallar?
Reefer'lar ısındı?
Su yakmıyor ya...
Dedim gece 10'dan sonra ağlamak yok;
Gümrüklü sahada yalnız kalmak yasak ama
Kimse dinlemedi.
Herkes tedirgin.
Yoksa ben iyiyim.
Öyle böyle iyi değilim..
Tek gidiş onunki sanmaktır.
Bi gidiş ki heyhat...
Aslında herkes gidiyo biliyo musun?
Hatta yanındayken gidiyo birçoğu arsızca.
Sana sarılırken gidiyo mesela
Veya nefesin dudaklarındayken gidiyo örneğin.
Dalıp gidiyo başka birine
Sen sevdiğinin gözlerini kapatıp seni ruhunun en derinliklerinde hissetmeye çalıştığını düşünürken,
O göz bebeğinin ortasına koymuş başka bi bedeni, kirpikleriyle sıkı sıkı o bedene sarılıyo oluyo aslında.
Yanındayken gidiyo bazıları arsızca,
Elleri ensende saçlarının bittiği yerde ama
Ruhu başka bir şehirlerarası otobüste,
Dalıp gidiyo başka birine işte.
Bazısı da böyle gidiyo.
Aslında herkes gidiyo.
Ben de gidiyorum, siz de gitmişsinizdir defalarca.
Gidiyorum demiyo ama hiçbi giden, "kalamıyorum" diyiyo
Biraz daha masumca sanki kelime ama sonuçta kalamayan gidiyo.
Ama baz<ısı kazıyarak gidiyo.
Boğazına iliştire iliştire çekiyo son nefesini,
Gidişinde azalan ayak sesleriyle eş değer
veya ölümüne 10 saniye kalmış birinin kalp ritmiyle.
Hayatında tüm renkler flulaşıyor.
Sonra mı?
Sonra siyah beyaz işte, Beşiktaş yani.
Belki iskele, belki balıkçı kayıkları.
Aslında herkes gidiyo,
Herşey gidiyo aslında.
Bi bakıyosun ayın 31 i gitmiş, oysa daha geçen ay buradaydı.
Sonra geri geliyo ve aldanıyoruz her sefer inanın bi daha gitmeyeceğine.
Oysa bazısı tekrar gitmek için geliyo, tıpkı ayın 31 i gibi.
Bu feryat dudaklarımızın acziyetidir,
Hiçbir kulağa duyuramayan sesini.
Hohlasan buğu tutacak kadar yakın kulaklara bile.
Hohlasan nemlenecek gözlerle hemde.
Nemlenelim abi,
Demlenelim.
Kocan çiçek alsın bi, Oğlun anne desin..
Hiç yaşamamış gibi, unutursun, unuttum dersin.
Böyle yalnızlıktır.
Hiç ayrılmadık oysa;
Ama yalnızız ilk buluşmamıza kıyafet seçtiğimiz andaki gibi.
Deniz zaten maviydi, mavi olmamalıydı gömleğimiz.
Zaten gülümsüyordu dalgalar, gülmemeliydik,
Belki yosun kokmalıydık,
Belki ekmek parası olmalıydık bir balıkçının ağına takılıp.
Ama beceremedik, beceremedim,
Bölemedim sesinin eşlik ettiği cümleyi.
Belki Türkiye'yi bölmeliydik,
Irkçılıkla değil ama çığlıkla;
Dur kadın deyip tek ıslıkla;
yok kadın.. Sus..
Sus ki farklı şehirlerde karşılaşalım.
Sus ki büyüsü bozulmasın,
Sus ki tanrı vamasın,
Farklı şehirlede nasıl beraber yaşadığımızın farkına,
Ki almasın ikimizden birinin tılsımını.
Sus ki sen esnerken ben de uyanayım,
Sus ki sen simit yerken ben çaya susayayım,
Sus ki duyulmayalım aynı şarkıyı söylerken,
Yazan şair bile inanamasın,
Aynı dizeyi iki insanın aynı solukla söyleyebileceği ihtimaline.
Hiç ayrılmadık oysa,
Gittin gideli;
Uyanmıyorum,
Uyuyorum.

Note 1: Uyuyan erkekleri sevelim.
Note 2: Uyuyamayanları daha çok sevelim.
Note3: exynos 5 octa 5420 işlemci, 2199 tl, 6 taksit, mediamarkt (buraya reklam aldım he)
Yalnızlık ya, heyhat hem de.
Hani geçer acısı anne üfleyince,
Hani hiç yaşanmamış olur dileyince.
Olmuyor azizim,
Dolmuyor valizim;
Kalkıp toplansam senden,
Ayrı eve çıksa yalnızlığım,
Ne kaldırımlar kadar seni anlayan olur,
Ne de Allah belasını versin kaldırımların.
Tanrım o gülünce işler rast gider.
Sonra nim zirgüle;
Ben sürgüne.
Bir virgülle
tek sedası ayırır
Bir günü bin güne.
Bin kez uyur uyanırsın.
üç yaş alırsın.
güç bela başa alırsın
Yine seyretsem diye.

Ah bir de bana gülse
Akakiy gocuğunu bulur
Yok o kadar değil.
ama içim ısınır, ısınır
sonra üşür
Sıcaklık farkı açılır
Artar mekanik çözülmem;
Yine çöle dönüşürüm,
susarım sessiz
susarım susuz
ama yine üzülmem.

Eğer gülse
Bu soğuk onu öldürür.
istanbul'da hem de Eylül'de
güller üzülüp ve üşüyüp solmamalı
Hiç mi tarihten ders alınmaz
Kim açık unuttu yine Kerkaporta'yı
Cereyan yapıyor a dostlar
Ben değil bir arkadaş üşüyor

Neyse o değil de
Boşaltın dünyayı
Bir yıkayayım
Her yeri bok götürüyor.