bugün

yoklugunu sorgulayan kisinin, varligini zaman ve yer olarak belirtmesidir. ****

bir kac kopegin havlamasi disinda sakin bir sabah. bir saat icinde bulundugum nokta lanet olasi gunes isinlarina maruz kalacak. fakat yine de sakin bir sabah. sabah sakin ama aptal olan ben. yok olmadi, ben su an gayet sakinim, aptal olan da sabah.

bir muzigin en can alici noktasi, davulun yavaslayip gitarin orgazmik bir riff attigi andir bence. bu riffi nasil tanimlasam..

hjin hjiinn! .... oldu mu?

hani buyuk mack kamyonlarinin motor sesi gibi.. bunun surekli ve yirtici olani; ayni zamanda tremolosu fazla uzun olmayani ve sert pickli olani.. rahatlatici bir etkisi var. hatta uyusturucu bir yan etkisi de var. bir kac doz aldiktan sonra; on iki saatin ardindan karanliga bir daha yenilecek olan sabahin gun asiri kendini gostermesi gibi bir aptalliga her gun katlanabiliyorum bu sayede.

gecenin yaptigi, delikten cikan sincabi vurmak gibi bir olay. o gunduzun kafasina sopayi indirdikce aydinlik baska yerden tekrar cikiyor ve yine sopayi yiyor. bu durumda iki cikarim yapilabilir: ilki sabahin aptal olmasi, ikincisi de mazosist olmasi.

ancak, mazosist bir sabah olamaz, bir aydinlik kendine zarar vermemeli, hatta veremez; cunku ben karanlikta calisiyorum. bu durumda geriye kalan secenek, aptal bir sabah. ve ben sakin..

sabah, ozel klasordeki hatali cekilen ama saklanan bir kac resim.
bense guzel cekilmis olanlari.
sabah, benim cekmedigim fotograflar.
ben, gunesin kendini gizlemeye basladigi anda cekilen bir fotograf.
sabah, benim olmayan.
ben, sabahlari yasamayan.
yasam, benim olan.
ben, olmayan.
olmak, yokun olmayan.
ben, yok.

kahretsin.. siyahlik parcalaniyor, igrenc mavi gorunmek uzere. olmayan yokluga karisacak, ve ben bunu izlemek uzere gozlerimi kapatacagim.

gunduze, koltugumla sevisirken hatirlamak istemedigim anlari tekrar gosterecegim. kapali gozler sinema perdesi olacak, ve iceride gunahlarimin gala gosterimi yapilacak.
zevk aldigim gunahlar
zevk aldigin gunahlar
zevkli gunahlar
gecenin sesiyle birlikte gunaha giren karanlik zevkler.

bir cadinin kara buyusu ne kadar gunahsiz, beyaz ve cicekliylse; benim siyahligim o kadar aydinlik. yok isik, tutan da uzakta.

gozler kapali. kulaklar cadiyi dinliyor.. ayin basliyor. bosluktan kendime cekiyorum benim olani. yok olani ve kendimi. muzikteki bahsettigim gitar riffi, yerini karanligin ugultusuna birakiyor agir agir. gunahlarimin sesleri yankilaniyor boslukta, ben asagiya duserken.

bir kahkaha! hersey hareketsizlesti.
yoklugun merkezinde hersey sabit. hersey burada, ve her sey hicbir yerde. dokunabiliyorum, ama goremiyorum. yoksa gormek istemiyorum fakat bana mi carpiyorlar? yok hepsi. hicbir sey var.

beyazliktaki siyah noktalar buyuyor, bir kac saat sonra onlar ben olacagim. kucuk aptal isiklar ise tekrardan bana yalvaracak. gozlerim kapali, elimi gorebiliyorum, parmaklarim hareket ediyor. her sey gorundugu gibi, her sey yok.

gitar sesine dogru yaklasiyorum, o da yok oluyor yavasca. fotografimin sahibinden resmimizi istemeye korkuyorum.. muzik.. sabahlar aptaldir. ben sakinim. sakin bir sabahta ben aptalim. gece terlemis gunduzun kokusu hakim disarida.

yoku gordum; yok oldugunu gormek istemiyorum, yok oldugumu gormek istemiyorum. ikimizin fotografini istiyorum, karanlikta, kayada, sisin ardinda..

muzik biterken, topragin mayhos kokusu tenime sinmis.
bedenimde atesin sicakligi var, aydinlaniyor gokyuzu.
patlayacakmisim gibi bir his, icimde.
ben? her zaman hicbir yerde.. **