bugün

herşeyin ehli olduğunu sanıp insanların inançlarına, ideolojilerine, hayat felsefelerine, sevdiği insanlara bin türlü bok atmayı mezihet bilen yazardır. kendi fikirlerini özgürce dile getirmek yerine başkalarıyla uğraşır bunlar çünkü kendilerinden korkarlar, fikirleri aslında yoktur ve amaçları asla fikir üretmek değildir. bok atma dalında olimpik başarılara imza atabilecek bu şahsiyetler nasıl beceriyorlarsa kendilerine de bok sürdürmezler. halbuki asıl çözümlemesi, eleştirmesi, yargılaması gereken kendisidir, çocukluğudur, karakteridir fakat korkağın önde gideni olduğu için kendiyle yüzleşmekten fellik fellik kaçar, hem de tek becerisi, en büyük tatmin kaynağı, mastürbasyon şekli olan bok atma faaliyetlerini gerçekleştirerek kaçar.kanımca bu insanlara süper bok demek pek bir yakışık alır. kaldı ki bunlar yaşadıkları organizmaları da ruhlarındaki bakteriler yüzünden çürütürler. karaktersizlilerini dışavurabildikleri alanları kokuturlar ve kendilerine bir süper kahraman edası verirler. tuvalet kağıdından yapılma pelerinlerine hayran kalan takipçileri de vardır bunların. fakat şunu bilmezler ki güneş bokla sıvanmaz. aydınlanmak duruken foseptikle yaşarlar. aydınlanmak herkesle aynı fikirde olmak değildir, sakın kimse yanlış anlamasın. aydınlanmak; kendini bildikçe tanıdıkça başlar. fikirler, hayat felsefeleri oturtmaya başladıkça insan aradığı şeyin hoşgörü olduğunu fark eder ve kimsenin inançlarına saygısızlık etmemeyi öğrenir. başkalarını karalamak hiç kimseye hiçbir şey kazandırmamıştır, kazandırmayacaktır.
ve artık pek çoğu yazar değildi...**
(bkz: beni diyo abi beni)