bugün

yazar burada neyi daha çok sevmeliyiz diye belirtmemiş. o yüzden en geniş çerçeveden almak zorundayız ki o da; her şeyi daha çok sevmeliyiz.

bize verilen sabahları, bulutları, bir arkadaşı güldürebilmeyi, güzel bir manzara izlemeyi, ayakta durabilmeyi, karanlıkta yol bulabilmeyi, öpüşmenin hala çok güzel olabilmesini, ağzımıza sıçıp giden sevgiliyi, hatta sürekli çelme takmaya çalışanları bile.

hadi bunları geçelim, yürüdüğümüz yolu, hala sahibi olduğumuz zamanı, peşimizde dolanıp duran melekleri, hayatın gülümsemese de ara sıra göz kırpmasını, naber nasılsın? diyen birini, iyiyim, saol, sen nasılsın?

iyiyim. oh ne güzel herkes iyi, bu durumu da sevelim lütfen.

insan neyle yaşardı? sevgiyle.. sevgi neydi? emekti.. evet zor iş sevmek, o zaman en büyük emek sevme işi. o yüzden sadece sevmek bize yeter. bütün vazifemizi yerine getirmiş oluruz.

ne bir kürk ister bu şen gönlüm
ne bir han ne de saray lala lay lalay
ye iç eğlen çok kısa ömrün
sev çünkü sevmek en kolaaaaaay!
ilkokullu merve'nin yazdığı şiirin giriş cümlesi.

bu ne la? her bişeyi diyeydin daha güzel olacakmış. ayrıca sen herbirşeyi seversen gün gelir o herbirşeyin içinden çıkan üç beş sivri senin bir tarafına girer. o yüzden dikkat etmek lazım. her güzel şeyi tatlı niyetine yememek lazım.