bugün

hiçbir şeyin eskisi gibi olamayacağını bilmektir. misal ben, o kadar çok korkuyorum ki değişimden, farkındayım ama aynı zamanda reddediyorum. annemin elinden tutup sokaklarda güvenle yürüdüğüm zamanların geçmiş olduğunu biliyorum. hayatın bana dayattığı şeyleri yaşamaya korkuyorum mesela, evlenmekten korkuyorum, boşanmaktan korkuyorum.. her değişimin bana eski zamanı aratmasından korkuyorum. annemin öğretmenlik yaptığı okulu gördüm bugün, genctı annem o zaman, cocuktum ben de, cocuk değilsem bile cok gençtim.. aklımdan biir biir geçti her şey, o koridorlarda annemin kol altında yürüyüşlerim, sınıfında annemı bekleyişlerim, ders boyunca annemı izleyişim onun masasında... okul bitince beraber eve donuş ya da anneyi almaya gelış okula bir başka gun... bahçedeki bayram musamerelerinde orada olmak, öğretmen çocuğu diye sana boyle yaratıkmışsın gibi bakan cocukların arasında ve nedendir bilmem bundan gurur duyarak.. hepsı, her şey teker teker... bi baktım ki yok artık, ne bizimkiler orda, ne ben.. benim yaşımda öğretmenler var artık o okulda, o zaman ki öğrenciler ise bir bir mezun oluyordur üniversiteden şimdi...

bir daha hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağını bilmek üzüyor beni. belki de takık olduğum bu; hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağını 'iyi' biliyor olmak... ve daha da önemlisi benim zoruma giden: hayatın dayatmaları.. hayat dayatıyor.. yapmak zorunda olmak kötü.. zaman geçsin istemek ama aynı zamanda değişmemeyi dilemek... imkansızı istemek.
hayatının çok iyi gittiğine işarettir.
hayatından fazlasıyla memnun olan insanların korkusudur.
yeni bir hayat kurmaktan yorulmuş kişilerin içinde barındırdıkları korku.
stabil durumlara sevdalı bünye fobisidir.
hayatı iyi durumda olmak zorunda değildir ama kötüye olduğu kadar iyiye alışmak da işkencedir düsturuyla hareket eder.
(bkz: kormak)
(bkz: mecburiyetten yapılan şeyler)