bugün

Efendim ömrü hayatı boyunca izlediği onca film arasından romantizmin tavan yaptığı titanic filmini, hayatının filmi olarak gören erkektir. Sorsan senaryo, müzik, oyunculuk falan diye hikayeler anlatarak olayı açıklamaya çalışır. Yok bilmem kaç
oscar almış falan...ya gözüm sen açıkça söylesene ben bayılıyorum böyle aşk, romantizm hatta oturup ağlıyorum bile diye. insanlar dalga geçer diye mi korkuyon anlamadım gitti.
muhtemel araba içinde sevişme sahnesin de buhardan içeri gözükmeyen camlar aklında kalmıştır. birde camlardan kayan parmaklar. *
hayatinda izledigi tek film titanik olan insandir.
en azından sinema konusunda yoldan çıkmış, sapkın erkek... kendisi hemen lanetlenip toplumdan dışlanmamalı, bir köşeye çekilerek, sinemanın özünde bir sanat dalı olduğu, bu anlamda james cameron'ın gerçek bir sanatçı değil, bir tür iş adamı olduğu, sinemanın asıl işlevinin bireylerin yazgıları ve iç dünyalarının eylemsellikleri içinde anlatılmasıyla ile toplumsal yönelim ve aksaklıkların en başta görselliğin estetik kullanımı ile perdeye yansıtılması olduğu çıtlatılmalı, eline atilla dorsay'ın bir kaç kitabı sıkıştırılarak, orada bahsi geçen filmleri bir an evvel temin edip seytretmesi önerilmelidir...
daha batmasını bekliyordur. lakin beğenmiş olması değil, kendisinin herkezden farklı olmasını beğeniyordur. muhtemelen korsan cd alımış, ''ulen herkes sonunda batıyor diyordu niye batmadıki yav'' gibi düşüncelere sapmıştır. en tezinden orjinal bir ''titanic''filimi izlettirmelidir.
baska film izlememis erkektir.
Olabilir güzel bir film sonuçta.