bugün

ne doğal gazın, ne klimanın, ne de elektrikli sobanın yerini asla dolduramayacağı bir hazzı vardır. dışarıdan buz gibi halde odadan içeri girildiğinde borusunda elleri ısıtmak, sonrasında yine sobada demlenen çayı içmek... çocukluğumu hatırladım da sobanın yanında, leğenin içinde banyo yapmak da en çok özlediklerimdendir...
bu tespitin yanında coşkun sabah'tan ''anılar'' şarkısı dinlemek lazım şimdi.
kış günlerinin vazgeçilmezidir.
varoşların mutluluk sebebi.
sabah okula gitmeden yapılan kahvaltılarda, sobanın üzerine atılan ekmeğin çıtır çıtır olması, sonra annemin üzerine tereyağ sürmesi, benim de ham diye diye ağzımı şapırdata şapırdata yememi hatırlattı.
iliklerine kadar ısınırsın.
içinden 'çıtır','çatır','çutur' gibi sesler gelir.
pom pom pom pom diye ritm tutar...