bugün

Topluluk içinde yalnızlık, halk içinde Hakk ile beraber olmak diye tarif edilen bu esas, "El kârda gönül yarda." demektir.
Şâh-ı Nakşibend -kuddise sırruh- Hazretlerimize: "Sizin yolunuzun esası nedir?" diye sorulduğunda: "Zahirde halk ile bâtında Hakk ile olmaktır." cevabını vermiş ve şu şiiri okumuştur:
"Kalbinden âşinâ ol, dışta yabancı görün Böyle güzel yürüyüş cihanda az bulunur."
imâm-ı Rabbani -kuddise sırruh- Hazretleri ise bu hususta şöyle buyururlar:
"Bu Tarikat-ı aliyenin bir başka hususiyeti de 'Halvet der-encümen 'dir. Başkaları arasında yalnız imiş gibi olmak demektir ve 'Sefer der-vatan'dan hasıl olur.
Sefer der-vatan müyesser olunca, başkaları arasında zihnin dağılması da vatan gibi yalnızlığa sefer eder. Afaki dağınıklıklar kalbe sızamaz.
Bu yalnızlık diğer tarikatlarda ancak müntehâda, sona varanlarda müyesser olur. Fakat bu Tarikat-ı aliye'de başlangıçta hasıl olduğundan, bu yola mahsus sayılmıştır.
'Halvet der-encümen' demek, vatanî halvet kapılarını kapamak, pencerelerini örmek demektir. Yani herkesin arasında hiç kimseye iltifat etmeyecek, hiç kimse ile muhatap olup
konuşmayacak. Bu demek değildir ki gözlerini yumacak, duygularını zorla muattal bırakacak. Hayır! Böyle bir şey bu Tarikat-ı aliye'de yoktur.
Kardeşimi Bütün bu zorlamalar, yolun başında ve ortasında olur. Sona varanların bunlar için kendini zorlaması gerekmez. Herkesin arasında iken kalbini toparlamıştır, gaflet arasında iken huzurdadır. "(221. Mektup)
Âyet-i kerime'de:
"Rabbinin adını zikret ve her şeyi bırakıp yalnız O'na yönel." buyurulmaktadır. (Müzemmil: 8)
Her an O'nu zikretmeye devam ederek kalbini nurlandır.
kısaca Halk içinde de olsa, halvet hali olmalıdır, demektedir.
kesret içinde vahdet kavramıyla ilişkisi düşünülebilir.