şakirt nedir bilmem ama mantıklı bir açıklama istersen, günah tabiri başkasına verdigin zarar kadar kendine de verdigin zarar içinde geçerlidir. bu içki, ot ile kalmayıp bazı dingonozlar kendilerini keserler falan. bu kendine verdigin acıdan dolayı günahtır dini bakarsan. ee beden benim kime ne dersen yukarda ki sorularına karşın saçma olur. umarım anlatabilmişimdir şakir.

düzenleme; ya neden başlıgı açıp kaçar ki maldan adamlar.
kısa ve düz açıklamak gerekirse; beden de Allah ın bir emanetidir. emanettir çünkü bizim olsaydı sonsuza kadar içinde yaşardık. bir gün istisnasız herkes öldüğüne göre bu emaneti kötü davranmak Allah indinde günahtır. çünkü uyuşturucu ve alkolün zararları kesindir, herkes bunu bilir. kimse emanet sahibine emanetini darmadağın edip verme hakkına sahip değildir. mülk sahibi her kimse onu verdiği gibi alma hakkına sahiptir...
islami teolojiden habersizin serzenişidir.

çok eski bir tartışmanın eksik bir yönünü sorgulayan başlıktır. ilahiyatçılar, iyi-kötü kavramını tartışmışlardır. maturidilik, eşarilik, seleffiyye mezhepleri bu sorulara verilen cevaplar etrafında şekillenmiştir.

(bkz: araştır öğren)
(bkz: itikadi mezhepler)
inanırsan zaten günah günahtır. inanmıyorsan günahtan sevaptan sanane.
şakirt değilim ama açıklama gereği duydum. Bedenin sana emanettir. Onu yıpratma, hasta etme, hor kullanma hakkın yoktur. O emanete en iyi şekilde bakmakla mükellefsin. Ot ve alkol de vücut için hastalık yapıcı maddeler olduğu için günahtır.
(bkz: her müslümanı şakirt sanan embesil zihin)
günahı birilerine zarar vermenin karşılığı olarak gören fikir ödemlerine sahip yazar saçmasıdır.

hayatı birilerine zarar vermekten başka argümanla anlamlandıramayanların hastalığına tutulmuş belli ki.
değişik bir bakış açısıdır. sorulan sorular mantık zeminindedir zannımca. evet alkol kimseye zararın dokunmadığı sürece neden günah?
eğer ki olayı birilerine zarar verip vermeme durumu ile ele alacaksak bu mantıktan hareketle günah olmaması gerekir doğru. ancak işin bir de ibadet boyutu var. ibadetin en keskin kıstası bilincin yerinde olmasıdır. çünkü ibadet bilinç var ise sorumluluktur ya da şartları tam olarak yerine getirilir. alkol kısmi olarak bilinci etkilediği için ibadete engeldir. ibadete engel teşkil eden bir olgu haramdır, dolayısıyla günahtır. haram olan bir şey günaha kapı açmaz denemez, haram konusundaki kesin hüküm, günaha sebebiyet verdiğidir.

ikinci bir durum ise şudur ki ben ne kadar alkol alırsam alayım bilincimi yitirmiyorum ya da beni etkilemiyor o zaman hem namazımı kılar hem de içkimi de içerim önermesi gelecekse şunu söylemek isterim. ibadet maddi ve manevi bir bütünlüktür. yani manen ve maddeten akl-ı selimi icab eder. senin sarhoş olmaman ya da bilincini kaybetmemen ibadetin tam rüknünü yerine getirebildiğin anlamına gelmez. burada işin vicdani boyutu araya giriyor, şimdi rakı masasında kalkıp seccade serince kalbin nutmain olacaksa buyur yap, eğer ki ben itikadi mezhep alimlerinin ya da müçtehidlerin savlarına itiba etmiyorum diyorsan.

tekrar etmekte fayda var, ibadet hem maddi hem de manevi bir bütünlüktür. bu bütünlükte tek kıssas, selim bir şuur ile ve namazın içinde olan rükunlara tam riayet etmektir.
bir insanın karakteri kendine yakıştırdığı isimden bile anlaşılır, uzun uzun açıklamaya gerek yok.
(bkz: sentetik yaşam)