bugün

erektus ile fantazi yaşamak isteyen, hali vakti yerinde, genç yaşında hacca gitmiş ve dönüşte kapanmış sosyetik kızın fantazileri efendim. erektus bana, onunla yaşadığı, biri hacca gitmeden ve diğeri de hacdan döndükten sonra iki macerasını anlattı. aynen aktarıyorum efendim sabırsızlanmayın. ama baştan söyleyeyim bir müslüman olarak çok ayıpladım bu durumu...
kapanmadan önce tanışıyorlarmış. bu güzel hatun; tatlı, bal dudaklı, hali vakti yerinde bu sosyetenin eşsiz dilberi imiş. ona bir keresinde daha hacca gitmeden telefonda aynen şöyle demiş.

- gece gece azdım. hadi atla bana gel. gece villadayım. bahçe kapısını bilerek açık bırakacağım. heyacan olsun diye köpeğin zincirini kısa tutacağım. kredi kartınla, kilitlemediğim daire kapımın dilini bir hırsız gibi aç. seni böyle badireli ve bana zor ulaşacağın şekilde istiyorum tatlım!
yatakta , simsiyah bir çarşafın içinde kırmızı dudaklarım ve bembeyaz tenimle seni sabırsızlıkla bekleyeceğim...

gerisini siz düşünün. erektus durur mu hiç? eşşeği bağlasan durmaz. kredi kartı yoktu bana sordu. al sana küçük plastik kart 2010 takvimi deyip cüzdanımdan çıkardım. bükülen dudağı ve hoşnutsuz ifadesine karşılık da teselli edici şu sözleri söyledim. "bu daha esnek işini daha iyi görür" çaresiz kabul etti. verir miyim lan kartımı, bu puşt limit mi bırakır manyetik siyah alanda?
neyse efendim konumuza dönelim...bu hatun hacca gidip geldi. dönüşte erektus bunu havaalanında karşıladı. artık küçükhanım; başörtüsü ile saçlarını kapatmış, başörtüsünden kenarından sol alnının yanağına düşen kızıl perçemi, kapanan bu çehrede dudakları hırçınca daha belirgin öne atılmış aç bir yırtıcıydı. başartüsünün içinde eskiye göre daha da şişkin gibi duran bal dudakları, hafif tonda makyajı ve o gözlerini yarım gösteren açık kahve gözlükleriyle eskisinden çok daha çekici haldeydi sanki...

erektus` kızın tekerlekli bavulunu centilmence sürüklerlerken, kız kulağına fısıldamış:

- seni çok özledim ve istiyorum bu gece gel. bu sefer açık pencereme merdiven koyacağım ama biraz kısa. dikkat et düşme. kıçını başını kırma... seni, yatağımda yemyeşil pike çarşafımın içinde kıpkırmızı vakko başörtümle çırılçıplak öylece bekleyeceğim. sadece öne çıkan bal dudaklarımla bütün bedenine hükmedeceğim tatlım. tek şartım başörtümü çözmek yok ha! sadece ama sadece dudaklarımla sana resital yapacağım!

+ zinhar, allah bizi bu kötülüklerden korusun yarabbi!
dinbaz aşık bir kadın olarak durmak yoktu yola devamdı. öğrenmişti ki erectus üzerine metres tutmuştu. halbuki diğer 3 zevcesi ile gayet mutluydular. her bir zevcenin doğal olarak kendine ait metresi vardı 4+3 + 1 diler yani. kendisine 4. zevce olarak dinbaz aşk adamı eri söz vermişti, diğer 3 zevce ve 3 metresleri bir yana kendisi bir yanaydı asla üzerine metres tutmayacaktı.
ayrıca kendisi onlar gibi değildi ki uzun manto giysin türbanını göğsüne salsın? kendisi dindar bir kadındı bluciiini giyer konversini çekerdi. ezdirmem kendimi sana, tek taşımı takar giderim dedi içinden. yok ya ne gitcem dedi sonra , erimi anca ben eritebilirim kollarımda gider hesabını sorarım dedi. 4x4 cipinin kontağını çevirirken gözünden bir damla yaş düştü önünden 15F geçmişti tıklım tıkıştı içi. ne erler gördüm ayakta , ne ayaklar gördüm yatakta dedi . gözünün yaşını sildi. bastı gaza gidecek o kızıl perçemli liberal aşık kadını yolacaktı...
aksine hicbiseyebosunaiclenmeyenadamla ısrarla tanışmak isteyen sosyetik kapalı kız. duyumlarıma göre adı simgenur. onu baştan çıkaracağına ve bütün onun dindarlığına inat, onu inim inim inletecek, deli divane eyleyip, kefere edecek fantazileri olduğunu söylüyor. aslında laf aramızda onun ne kadar zor bir erkek olduğunu duyup, gözüne girebilmek için yani onun için kapanmış.
(bkz: biz öyle duyduk)