bugün

Bir gazetecilik deyimidir.
Habercinin önüne gelen olayda, okuyucunun veya izleyicinin ilgisini çekecek bir taraf yoktur; haberci o olayı öyle bir değişik yönden alıp haber başlığı atar ki "vay be" deyip hemen takip edersiniz. (bkz: ölüyü diriltmek)

örnek:
Haber> cikleti patladı öldü.
Gerçek> kimya öğrencisi evindeki odasında kimya deneyi yaparken patlamaya sebep oldu; bu arada ciklet çiğniyordu.
örnek:
Haber1> hırsızın şaşkını polislere mal satarken yakalandı.
Haber2> polislere uyuşturucu satmaya çalışınca yakalandı.
Haber3> kalpazan, polisleri sahte para ile dolandırmaya kalktı.

Bu haberlerin hepsini altındaki gerçek> polis zaten bu şahıslardan şüphelenmiş ve takibe almıştır. Delil toplamak için de alıcı kılığında irtibat kurmuş ve suçüstüyapmıştır.
yayıncıların çok sık kullandığı bir yöntem.
tek fark habere değil yabancı yayınlara takla attırırlar.

bir nevi emek hırsızlığı.

emeğe saygı amına koyayım.
Örnek:
iNternete düşen haber > canlı bomba aramızda!

Korku ve endişe ile haberin ayrıntılarına tıklıyorsunuz:
Gerçek > Bilmemne dizisinin oyuncusu yeni bir projede canlı bomba rolü yapacakmıymış ne.
http://haber.mynet.com/de.../haftanin-filmleri/484352
halkı dalavereye getirip, karışıklık çıkarmak isteyen kişilerin işidir. çünkü gerçek pek de halkın dikkatini çekecek nitelikte değildir. muhabir vaya tv editörü bu işe bir el atar. maksat insanlara doğru haber vermek değil reyting kaygısıdır.
haberin gerçek amacı halkı gerçeklerle yüzleştirip bilgilendirmektir; yalan yanlış haberler yapıp aptal yerine koymak değil.

edit: örneğin; bir haber var... adam şarampole yuvarlanmış. her zaman olan şeyler değil mi?
ama kanal bunu öyle bir anlatır ki, yok adam sarhoştu da yok kaçakçılık yapıyordu o yüzden takla attı da bilmem ne.. istediğiniz şeyi ekleyip çıkarabilirsiniz. nasıl olsa bizden başkaları da yapıyor bunu!
Örnek:

Haber > Patrondan 'köle'ye meydan dayağı! *
Patronu, Kredi kartından 30 bin TL çeken muavinini bağlayıp sokakta gezdire gezdire dövdü! *
Polisler olayı çay içerek seyretti. *
Gerçek > Muavin, patronunu dolandırmış; adam da onu karakola götürüyor hatta telefonla polisi de arayıp bilgi veriyor *. Patronda haliyle kelepçe olmadığı için ellerini iple bağlamış, ipin bir ucunu da sıkı sıkı tutuyor. (bıraksa adam kaçıp gidecek zaten) bU arada da sinirini alamayıp bir iki vurmuş. Çay içen polisler ise kontrol noktalarında nöbet tutanlar *. 150 metre gidilmiş olması da karakolun o mesafede oluşundan.

ve sonuç:ikisi de göz altına alınmış:
Muavin suçunu itiraf ettiği için.
Patron da kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma suçlamasıyla.

ee, polis yapacağını yapmış, hak yerini bulmuş.
Bununla ilgili bir fıkra:

Papa Paris' gelir; uçağın kapısında gazeteciler karşılar.
Bir gazeteci- Paris'teki genelevlerini de ziyaret edeceğiniz söyleniyor. ***
Papa (şaşkın)- paris'te genelev mi var?

Ertesi gün Gazetelerde manşet: PAPA paris'e inerinmez genelevi sordu.