bugün

Yeniçeri ocağından yetişmiş, iki defa kul kethüdası olmuş ve 1122 Şaban - 1710 Ekim'de yeniçeri ağası tâyin olunarak bir müddet sonra da vezirlik verilmiştir. Yusuf Paşa, Prut seferinde şecaat ve celâdeti sebebiyle ün almış ve seferden avdette Edirne'de iken Baltacı Mehmet Paşa'nın ikinci defa azli üzerine sadrâzam olmuştur.

Aleytarları tarafından Baltacı'nın azli üzerine orduda bulunması ve ocak ağası olması sebebiyle vezir-i âzamlığa getirilmişti, devlet işlerine vukufu yoktu. Petro'nun, muahedeye riayet edeceğini zannederek Rusların iğfaline aldanmış ve padişahı seferden men etmeğe çalışmıştı; halbuki alınan haberler Rusların ahidnameye ehemmiyet vermeyerek hazırlanmakta olduğunu göstermekte idi. Bu hallerden dolayı canı sıkılan III. Ahmet, Yusuf Paşa'yı saraya davet etmiş ve
" Moskov çarı isveç kralının gitmesine mâni olmamak şartiyle sulh yaptı diye nice gündür beni iğfal eyledin, işte Moskov taburu isveç'in yollarını bağlamış; bana sözün nedir?" demesi üzerine Yusuf Paşa:
"isveç'in (isveç kralının) sözüne îtimad buyurman, maksadı yine araya fitne bırakmaktır; yoksa çarın nakzı ahdetmek ihtimali yoktur" diye eski kanaatinde ısrar ile, "azıcık bir şey için büyük iş açılmak devlete büyük zararı mûcib olur" sözleriyle sefer hazırlığı yapmağı ihmal etmişti.

III. Ahmet, sadr-ı âzamın sözüne îtimat etmeyerek tahkikat yaptırmış ve derhal Edirne'ye gidilerek orada hazırlık yapılmasını emretmesi üzerine Yusuf Paşa:
"Pâdişâhım zulümden kaht ve galadan memleket harab oldu; Paşalarda ve reayada kuvvet kudret kalmadı, kul taifesi zabt u rabttan çıkıp zabit sözünü dinlemez oldu; bu kış ve kıyamette hareketiniz caiz değildir; yaz gelsin vaktiyle hareket edin" dediyse de dinletemedi ve 2 Zilkade 1124 - 31 Kasım 1712 de Yusuf Paşa sadaretten azledilerek haps için Rodos kalesine gönderildi ve onun yerine tevkii yani nişancı Süleyman Paşa sadrâzam oldu.

Yusuf Paşa, Rodos'ta katlolunarak 16 Zilkade 1125 de başı gelip, Edirne'den Vidos'a gelmiş olan pâdişâhın otağı önüne konuldu ve sonra istanbul'da Aksaray tarafında yaptırmış olduğu mektebin yanına defnedildi.

Hâdikatü'l-Vüzera adlı eserde kinciliği beyan edilerek kendisi daha yeniçeri ocağında bulunduğu sırada o zamanlarda arasının açık olduğu yeniçeri kalemi halifelerinden Köse Hacı'ya ve Köse Hacı'yı menfasına götüren çekdiri Paşasına yapmış olduğu hakaretten bahsedilmektedir.

III. Ahmet'le olan ikili görüşmesinden Yusuf Paşa'nın sözünü ve kanaatini saklamayan açık sözlü bir vezir olduğu anlaşılmaktadır. Sadareti bir seneden birkaç gün ziyade olup yaşı altmışa yakındı. Aksaray'da bir mektebi ile çeşmesi ve ismine mensup mahallesi vardır. Katlinde Damat Ali Paşa'nın tesiri vardır. *