bugün

insanların birbirine verdigi muthiş ayarlardır.

+sen napiyorsun kardesim nasil gidiyor
-diş tellerim değişti, onların acısına katlanmaya calisiyorum.
+iyi yine seninki diş ağırısı be...
asansör de tartışılan doktor kişisine

* bak dikkat et ben doktorum..
- olabilir önce adam ol demek.

verdiğim ayarlardan biridir.
şirket toplantısı esnasında;
ersin- söyledikleriniz kanunlara aykırı, kesinlikle uygulanamaz.
şirket toplantısında itiraz ettiğim yaşlı hukuk profesörü- o kanunu ben yazdım.
(konuşmaya müteakip sırıtmaya başlıyor)
ersin- hocam yazmışsınız ama okumamışsınız, bakın burda ne yazıyor.
(elimdeki dosyadan ilgili maddeyi gösterip benim sırıtmaya başlama zamanım.)
otobüste okul sonrası inanılmaz şekilde yorgun ve uyuyakalma aşamasında olan ben oturmaktayımdır ve yanımdaki pezevenk kılıklı kıl yumağı abiyle aramızda geçen diyalog :

kıllı: kalk da şu teyzeye yer ver hadi bak yorulmuş kadın.
ben: madem o kadar önemsiyorsun kalk kendin ver.
hakim duruşma zaptına yazdırıyor:

+davalı vekilinin 10.03.2015 tarihli dava dilekçesine cevap dilekçesi verdiği görüldü.
-efendim bu tarihin dava dilekçesine mi yoksa cevap dilekçesine mi ait olduğu net anlaşılmadı. (dava dilekçesinin tarihini biliyorum)
+ (tekrar okuyarak) anlaşılıyor işte avukat bey cevap dilekçesine ait bu tarih.
- ben öyle anlamıyorum efendim, sizin cümlenizde bu tarih dava dilekçesine aitmiş gibi anlaşılıyor.
+ avukat bey bunu nasıl oluyor da böyle anlıyorsunuz?
- çünkü gramer ve noktalama işaretlerine dair bilgim var.
+ (alaycı bir şekilde) allah allah bu aralar sınava falan mı hazırlanıyorsunuz, soru falan mı çözüyorsunuz?
- (amk salağı sen istedin) hayır efendim sınava hazırlanmıyorum ama zamanında birileri sınavına iyi hazırlansaymış keşke.

sonra 6 yaşındaki çocuğun sesi gibi çatallanan bir ses, kızararan yüz, terbiyenizi takının avukat bey reröröler. amk salağı sana az bile. mübaşirinden zabıt katibine kadar herkesin yanında ananın amına geri gönderirler böyle işte.
kardeşimin çalıştığı firmanın bölge müdürünün toplantıda bir çalışanına verdiği ayarı da dahil edebileceğimiz ayarlardır.

bölge toplantısında çalışanlar sorunlarını anlatırken hafif safça bir kız :

"ya bizim beklediğimiz duraktan hiç otobüs geçmiyor, geçen gün üç saat bekledim tek bir otobüs bile gelmedi",

diyerek olayı abartıyor. tabi müdür durur mu yapıştırıyor cevabı:

"otobüs durağında beklediğinize emin misiniz?"
Bi ben yapamıyorum bunu ya. Böyle bi kal geliyor, bi sacmalayasim. sonra da niye böyle demedim ki diye Uykularim kaçıyor.
istanbulda minibüsde en arkada oturuyorum,hava karanlık fakat minibüs ağızına kadar dolu.

yakışıklı bir çocuk sırt çantasını arkasındakini rahatsız etmesin diye eline alıyor,bende çocuğu izliyorum bu arada,çantası önündeki kızın kalçasına deyiyor fakat çocuk fark etmiyor,önündeki kız çocuktan rahat 5-6 yaş büyük önce çocuğa baktı sonra kendini biraz geri gitti o sıkışık alanda çocuğun kendini ellediğini sanıyor birde hoşuna gitmiş aptalın,arkadan kızın kalçasını çocuğa sürtmeye çalıştığını net bir şekilde görüyorum,3-4 dakika sonra kız çocuğa dönüyor sırıtan ve memnun bir surat ifadesiyle ''hoşunamı gitti'' diyip çocuğa gülüyor,o sırada minibüs duruyor yani araba sesi olmadığı anda herkes kızın ne dediğini duymuş oluyor ve herkes o anda ikisine bakıyor,yapılar açılıyor,çocuk önce biraz garipsiyor fakat sonra çantanın kıza deydiğini fark ediyor ''çanta bu,diğerinin bir kriteri var'' diyor ve durakta iniyor.

yanımda oturan 60 lı yaşlardaki teyze dahil minibüste herkes kahkahalara boğuluyor,hatta minibüs şöförü gülmekten minibüsü stop ettiriyor 10 saniye sonra duraktan kalkabildik.
Mobilya mağazasında...

Asure- Bu kanepeler ne kadar?
Mağaza görevlisi - 5 bin lira.
Asure - neee?
Mağaza görevlisi - Evet efendim, kaz tüyünden imal onlar.
Asure - Müşteri diye yolduğunuz kazların tüyünden mi keh keh keh.

Çevreci bir ayar olmuş.