bugün

hala dünya üzerinde böyle insanların yaşıyor olması bile benim için, sinema sektörünün daha yığınla aşırı romantik film yapacağını garantisidir. böyle filmlerde genellikle kısa boylu , güzel yüzlü , çocuk gibi davranıp şirin olmaya kasan alkolik karılar oynar. yani neresinden baksanız boktan fimlerdir, gerçek hayatla benzeşen tarafları da yoktur.
bazı insanlar "benim beklediğim birisi var. dünyanın herhangi bir yerinde de beni bekleyen biri var. sonunda biz buluşacağız ve bu gerçek bir aşk olacak" der. bu kadar saf oldukları için onları parçalayıp , ormanda bir çukura gömesim gelir ama hanedanlığıma zeval gelmesin diye onların kanı ile kirletemem bakımlı ellerimi, vazgeçerim öldürmekten.
ulan ben bir kafede oturup insanları gözetlediğim on beş dakika içinde bile insanlarda yığınla kusur bulurken, iki gün geçirdiğim kızdan bile sıkılırken "hayal dünyasında yaşayan pollyanna'ların", "kobe tai gençliğinin" gerçek aşkı bulması mümkün mü hiç? onların beklentileri düşük olabilir ama yine de sonunda sıkılacaklar birbirlerinden, başka birine dokunmak isteyecekler. böyle iki kişinin birbirini ölümüne sevdiği, sonsuza kadar sürecek bir aşk yoktur. bir süre sonra " lan yanımdaki jennifer değil de anna da olabilirdi şimdi" (siz diyemezsiniz belki de misalen) diyeceksiniz. o dünyadaki en güzel kız olmayacak o anda. daha güzel kızların olduğunu anlayacaksınız. zayıflamış sevginiz size gerçek aşk diye bir şeyin olamayacağını bir tokat gibi yüzünüze çarpacak.