bugün

bilemiyorum.
neyi özledim seni mi sana dair olanları mı?
seni mi sevdim yoksa hayalime en çok sen mi yakıştın.
acıyı mı sevdim uğraşmayı mı yoksa o sen misin?

senin adın Lou bilirsin tarih öncesi sen olsan derdim ki onun kalbinde yer etmişsin.

tadı damağımda, hala acı kendimden verdim sana çünkü; seni gördüğümü bilsen mesela hala beni takip eder miydin ay gördüğünde engelli gökyüzüm aynana bakamam seni görürüm gözlerimin içinde sen sana bakar mıydın.

satma huzuru huzur benim hayatla bir oyun oynayıp uğruna vazgeçtiğin hayalden de geçme ilizyon mutluluk için.

hayata mutluluğunu satarsan o da sana mutlu hissettiren bir ilizyon çıkarır.

aklında benim biliyorum her fotoğraftaki gülüşün bana ait. her tavrın bana nispettir.

aşk yakar schoupenhauer'un yüzdelik dilimine girip dikenine takılan sevdiğim. sen özelsin. eksiklerinle bile güzel.
seni senin beğenmediğin kendin için mi sevdim.

mutlu hissetme beni niye takas ediyorsun on yıl sonra gelecek pirinç için on günde bitecek bulgura niye tamah ediyorsun.

dediğimi unutma carpe diem dediklerinde karşısına çıkan daha önemli bir düşünce zuhur etti momento mori.

ölüm var sevdiğim.

ömrün uzun sanırsın bir gün öleceğini bile bile ne bırakmak istersin güzel bir nesil veya özel bir isim.

intihar mektubum değil bu bilirsin yaşamayı severim kendimle mücadelemin ortası, tam da noktası bu.

sen yanımda ol iyi geliyorken melankoliyi parodi etmek yerine;

birbirimize sarılsak ?