bugün

bir bayana ofsaytın ne demek oldugunu anlatmak zorunda kalmak.
acaba ofsaytı icad eden ileride tüm erkeklerin başına böyle bir bela açabileceğini birileri ona anlatsaydı ofsaydı anlatmaktan dolayısıyla futbolun bir parçasından nefret etmezdim. etmezdik.
(bkz: bir kiza ofsaytin ne oldugunu anlatmak)
erkek arkadaşınızın telefonda size karşı olan ilgisini açıklarken bir yandan da dünya kupasını izlemesi,
erkek arkadaşınızla beraber maç izlemek için bir yere sözleştiğiniz zaman son anda erkek arkadaşınız olacak futbol hastası şahsiyetin sizi arayıp maça korsan bilet buldum maça giriyorum demesi,
yine erkek arkadaşınızın sizin yanınızdayken herhangi bir arkadaşına gizli gizli maç kaç kaç diye mesaj atması,
ya da fener maçı olduğu zaman aşkım bu akşam 9la 11 arasında beni aramıyosun çünkü en büyük aşkımın maçı var bu akşam demesi...vs olabilir mesela...
küçükken türkiye'nin ilk özel televizyonu olan star da pazar akşamları yayınlanan güzel filmleri izletmeyipte spor kanallarında dolaşan fanatik bir baba örneğin.*
umit ozatın orta yapmasınında icinde bulundugu sebepler
ofsayt olayını anlayamama.
trabzonsporun şampiyonluğu kılpayı kaçırdığı 95/96 sezonu.
her akşam sadece maçlarla kalmayıp tekrar tekrar yorumlarını izlemek zorunda kalmak.
(bkz: futbolla ilgili entry girmeme nedenleri)
babam ve kardeşim. yorumları bile izliyorlar yahuuu!...
haluk ulusoy ve kayıncoları.
(bkz: fenerbahçe yönetimi)
kitlelerin afyonu olması... endüstri olarak futbola hayır... spor olarak evet...
(bkz: uludağsözlük)
kaldır kaldır bitmeyen başlıklar, futbol seks ve kadınlardan başka muhabbet konusu olmayan erkekler ve niceleri.

nefret ne kelime!
(bkz: sabri sarıoğlu)
futbolcuların sümkürüp , tükürmesi (nerdeyse sahanın ortasına sıçacaklar)
(bkz: yıldırım demirören)

yeter a.k. ya, yeter ya, dünyaları mı alıcan?

rekabet kurulu görmez işte bunları!
haftanın hemen her günü ekranda görebileceğimiz saçmasapan futbol programları ve fanatizm.
çocukluk döneminde yaşanan psikolojik futbol mağlubiyet travması üzerine...

halen -sözüm ona- fenerbahçeli olmama rağmen ne ilk on biri bilirim ne de fenerbahçe dahil bir maç izlerim sayın sözlük.

nefret etmeyi sebepler olarak çoğullamaya luzum yok.
genel olarak çoğu fenerbahçeliler de bilirler ki; beşiktaş kardeş takımdır. galatasaray ile fenerbahçe arasındaki dengeyi sağlayan takım olarak asil bir görev icra eder beşiktaş.

nitekim yıl 1987, ben henüz 6 yaşlarında koyu bir fenerliyimdir. günlerden pazar...

fenerbahçe-beşiktaş maçı 4-0 mağlubiyetle sona erdikten sonra ben;

-sikerim böyle takımı. dedikten sonra annemin;
-aa aa ayıp çocuum. demesinin ardından. babamında;
-doğru söylüyor.çocuk haklı hanım.

dediğini hatırlıyorum.

-ben artık beşiktaşlıyım fenerli falan değilim. demiştim.

fakat babam beni yine kandırmıştı başımıza geleceklerden habersiz. ben yine o yılın sonuna kadar fenerli olarak kırık-dökük ezik bir fenerli olarak mahalle arkadaşlarımla mücadelemi sürdürdüm.

o yılın içerisinde tekrar fenerbahçe-beşiktaş karşılaşması oldu ve yine 4-0 mağlub oldu fener. babamın artık verecek bir cevabı kalmamıştı.

ben;
-bunlar orospu çocuğu.

dediğimde babam suskundu.

eee işte böyle.
çocuklukta fenerli doğduğunu bildiğin en hassas döneminde ardarda gelen 4-0'lık mağlubiyet bana kol gibi girmişti. çocukluğumda yaşadığım bu travmanın ardından futboldan nasıl nefret etmeyeyim ha canım sözlük?
oyuncuların her boş buldukları vakitte yere tükürmeleri sonrasında da o tükürdükleri yerde yuvarlanmaları.
(bkz: şike)
taraftarlar.
(bkz: volkan babacan)
twitter hesabından "yıllar sonra gökten kemik yağdı" yazdı.
(bkz: derbi kazanınca hayvanlaşan taraftar)
fanatik arkadaşımın sürekli olarak futboldan bahsetmesi. başka konu yokmuş gibi gece gündüz bahsetmesi.

ayrıca devamlı olarak beni galatasaray maçlarına götürmesi. fenerbahçeli birinin devamlı galatasaray maçı izlemesi nefret etmek için başka bir sebebtir.

son olarakta şike olaylarının patlak vermesi futbola olan azıcık sempatimi de tamamen kaybettirmiştir.
(bkz: futbolun kitlelerin afyonu olması)