bugün

futbol maçlarında bazen kale arkasında bazen diğer tribünlerde , 2.,3. lig maçlarında birçok maçta görülen taraftarların durumudur malesef.

bazen koltuk kırar sahaya fırlatırlar , bazen hiç ağıza alınmayacak küfürler ederler...
bağırmak ayrı , ağız dolusu küfür etmek ayrı.
bir dakika önce göklere çıkardıkları futbolcuya bir dakika sonra ağız dolusu söverler.
örnekle başlamak gerekirse : gozgozgoztepe

doluluk ve boşluk nedir bunu belirtmeden, üzerinde gram durmadan kabul ettim bu arada, o kadar boşum.
bir miktar da serserilik yok değil hani. geçen bir doktor arkadaşımla karşıyaka - göztepe maçı için saat 11'de hürriyet parkında buluştuk uzun yürüyüş ve metro yolculugu derken 19.00 daki maç için stadyumdaki yerimizi aldık. maç bitti 2 saat tribünde bekledik saat 23:00 de eve vardık.

o kadar boşuz yani, hesap edin.
o gün bize serseri arkadaşlarımız, kardeşlerimizle bolca küfür ile deşarj fırsatı tanımadı aslında. biz bu küfürleri ederek, birer serseri, genç nesillere kötü örnek, entelektüellere göreyse boş fıçı olduk.

peki insanların bizi nasıl gördüğü önemli miydi?
tribünleri, önemli futbol müsabakalarını gerçekten kimler izlemeliydi?ha
tenis de futbol gibi bir spor dalı değil midir? peki ya golf?
bunları izleyenler ve oynayanlar entelektüel, futbola ve herhangi bir takıma bağlı olanlar serseri midir?

boş bir insanım ama başkalarına bok atacak kadar boş vaktim yok.
herkes zevk aldığı işi yaptığı sürece mutlu olur. karşıyaka taraftarıyla dalga geçmek, atışmak benim için 15 orgazma bedel olduğundan boş insan kategorisindeki varlığımla gurur duyuyorum.
gelişmiş toplumlarda da futbol maçı izleniyor. onlarda hep bir ağızdan topluca küfür ediyorlar mı.
(bkz: o hikayedeki mal benim)
(bkz: biz orospu çocuğuyduk)*
futbolu gereken şekilde izleme ile insanlara serseri demeyi karıştırmamak gerekir.
küfür ile boş insanlığı, hele hele taraftarlığı özdeşleştirenlerin sıradan düşüncelerinden biridir.

küfür etmek tıpkı sıçmak gibidir, her insan hayatının belirli yerlerinde kullanır. tribünde kullanılınca mı tu kaka oluyor bu küfür?
hayatında bırakın gelişmiş topluluklardaki maçları, televizyonda bile maç izlememiş bireylerin atıp tutmasıdır insanların serseriliği... maça giderken metroda sağa sola salça olan 3-5 tipi görüp " yeaa bu futbol seyircileri de çok fenalar, hep küfür hep küfür " diyen insanların ortaya attığı görüştür bu. bugün ilk kez futbol seyircisi serseri ve boş olarak tanımlanmamıştır. entelektüel olmak isteyen her insan ilk adımda futbol seyircisini hedef almıştır bu ülkede...

http://www.youtube.com/watch?v=6va0SokaszE

aynı şu videoda anlatıldığı gibidir taraftar olmak. taraf olmak zaten her insanın becerebileceği iş de değildir. kaç insan zamanına kıyıp o kıymetli kıçını kaldırıp eyleme geçer ki?

oysa insan olmanın en temel eylemleri değil midir maçlar?
bir şeyler ters gittiğinde halk eyleme geçer. geçmeyenler de facebook'dan sözlükten yazar. bence her şey çok benzer.

soğuk kış gününde taraf olmanın verdiği mutluluk ve huzurla tribünlere gitmek güzeldir.

ben sizlere gelişmiş toplumlarla aramızdaki farkı söyleyeyim.

örnek olarak ingiltere'yi ele alıyorum.

1- 5. lig maçına bile şehrinin takımını destekleyen insanlar gitmekte. neredeyse bütün maçlar dolu tribünlere oynanır. nedeni ise bilinçtir. insanlar " sevginin eylem gerektirdiği"ni bilirler.

bizde ise tam tersidir. lig düştükçe taraftar sayısı düşer. insanlar sıcak evlerinde oturmayı, sözlükten sağa sola salça olmayı yeğlerler.

ama yeaaaa, erkekler çok küfür ediyor.
diyorsanız bu ülkede 12 yaşından büyük erkeklerin alınmadığı maçlar var, onlara da giden olmuyor.

demek ki seyirciye laf atmak değilmiş her şey, bazen eylem gerektirirmiş düzeltmek sistemi.
sadece küfür ile kalsa...toplanıp karşılıklı kavga dövüşe ne denilecek.