bugün

bilenler bilir bilmeyenler liselidir neyse...

şu bizim çocuk olduğumuz, donumuza sahip olamayıp cumartesi ve pazar günleri ve genellikle okulların bahçelerini futbol mabetlerine çevirdiğimiz, sabahın akşama uzadığı, bir su içip en fazla ekmek üstü salça yediğimiz hafta sonlarının vazgeçilmez faaliyetiydi futbol, hala öyle ya neyse...

herkesin maradona, herkesin pele, herkesin cruyff, herkesin lakatus olduğu yıllar.

okul bahçesinde sabahın 10:00 civarında toplaşılır, maç yapmak için top sahibi patlatır varyeteyi;

- futbollll oynamak isteyen elime mum diksinnnnn !

harala gürele koşulur, işaret parmakları avuç içine dikeltilir ve top sahibi bir tarafta, en iyi oyuncu diğer tarafta aldım verdim başlar.

"aldım verdim ben seni yendim, gazeteye ilan vermeye geldim... şeklinde devam eden tekerlemenin sonunda kimin ayağı üstte kalırsa seçme işlemi başlardı.

olmuşlar önce, çürükler sonra ve en son kaleye de genellikle şişman ve gözlüklü çocuklar kalırdı.
bu işin aslı 'saklambaç oynayan kaleye mum diksin'dir. futbol oynayacak kimse kaleye mum dikmez, gider taşlardan kaleyi yapar, adam alışılır ve maç başlar.

taşın etrafından geçen top gol müdür aut mudur direk midir, işte bütün mesele budur. ve defanstan 'adamlar haklı abi, goldü' diyen de, rakipten 'adamın gol diyo' diyen de orospu çocuğudur.
popüler olan çocuk söyler bu lafı , sıradan bir çocuğun eline kimse mum dikmez.
popüler çocuk bu lafı söyler, karizma çocuk ben onarım benim içinde dikin der.