bugün

dünyanın aslında düşündüğümüz kadar canlı renklere sahip olamamasından, görmek istediğimiz kadar derinlikli, baskın tonlara sahip olamamasından dolayı başvurduğumuz bir yöntemdir. nasıl ki dramatik olduğunu düşündüğümüz bir fotoğrafı siyah beyaz tonlara çekmemizin, o fotoğrafa metalik tonlar katmamızın veya hatlarını keskinleştirmemizin nedeni fotoğrafın daha yaşanabilir, görülebilir olması ise bir manzara, portre fotoğrafında renklerin daha koyu, daha canlı ve daha hissedilebilir tonlarda gözükmesini istememizin nedeni sanırım gerçek dünyanın fotoğrafçının iç dünyasında yarattığı dünya kadar renkli olmayışındandır.

fotoğrafı photoshoplamak bir mecburiyet değildir. ara güler birçok fotoğrafını henüz photoshop'un kullanılabileceği teknolojinin olmadığı yıllarda çektiği için söyleyebilirim ki sade fotoğraflar, photoshopsuz fotoğraflar eğer gerçekten fotoğrafsa eğer gerçekten birşeyler anlatabiliyorsa izleyen tarafından beğenilebilir. Ancak duyguların daha iyi anlaşılabilmesini sağlamak, fotoğrafçının fotoğrafı çekerken düşündüğü an'ın içinde bulunduğu ruh hali ve kişi üzerinde yaratmayı istediği ruh halinin izleyen tarafından daha da iyi hissedilebilmesi için küçük rötüşler yapmak hem herkesin fotoğraf çekebildiği günümüzde biraz fark yaratmak hemde fotoğrafa biraz albeni katmaktır.