kardeş türküler solisti vedat yıldırım'ın ilk solo albümünün ismidir. kürtlerin bölgede yaşadıkları acıları anlatmaktadır genel olarak. bayram balcı'nın konuyla alakalı yazısı şöyledir:

Kardeş Türküler içinde 15 yıldır müzik çalışmalarını sürdüren Vedat Yıldırım, ilk solo projesini hazırladı. Yıldırım, şarkılarında köylerinden zorla göç ettirilen Kürtlerin metropollerdeki sıkıntılarını, sorunlarını anlattığını belirterek, "Şarkılarımda bajar (şehir) hayatını anlatıyorum" dedi.

Müzik serüvenine Boğaziçi Üniversitesi Folklor Kulübü'nde başlayan ve 15 yıldır Kardeş Türküler içinde yer alan Vedat Yıldırım, uzun yıllar üzerinde çalıştığı "Fırat suyu Marmara'ya karıştı" projesi kapsamında konserler verecek. Diyarbakır'da öldürülen Kürt Yazar Musa Anter'in "Fırat suyu Marmara'ya karıştı" sözünü repertuvarma ad olarak seçen Yıldırım, 18 şarkıdan oluşan repertuvarının ilk konserini 29 Şubat'ta Ankara'da verecek.

Proje üzerine uzun yıllardır çalıştığını ifade eden Yıldırım, müziğin diliyle zorla göç ettirilen insanların metropollerde yaşadıkları sorunlara ve hislerine tercüman olmaya çalıştıklarını ifade etti. Bir repertuvarın oluşabilmesi için müzikal eğilimin önemeli olduğunu belirterek, "Bugün şöyle bir eğilime ihtiyaç var diye düşünüp müzikal bir proje geliştirmek bana pek doğru gelmiyor. Ben ve projeyi birlikte hazırladığım arkadaşlarımın, rock müzik enstrümanlarıyla, davul, bateri, gitar, klavye ve bas gitar ile daha dışa dönük protest karakteri de olan bir müzik yapmak meramımız vardı. Bu Kürt müziğiyle bir araya nasıl gelebilir düşüncesiyle hareket ettik" diyor.

Proje repertuvarındaki 18 bestenin çoğunun kendisine ait olduğunu ifade eden Yıldırım, 2-3 şarkının ise birlikte çalıştığı arkadaşlarla ortak çalışmaları sonucu ortaya çıktığını ifade etti. Projenin Türkçe ve Kürtçe olduğunu belirten Yıldırım, şunları söyledi:

KARDELEN TAMAM, YA BERFiN?
"Türkçe ve Kürtçeyi bu iki dili birlikte kullandığımız bestemiz var. Bir şarkımız inşaatlarda çalışan Kürtlerle ilgili. Amele' derler, bilirsiniz, onların dünyalarına daldık. Bu şarkıda şuna vurgu yaptık; "Burada milyonlara evler yapıyoruz, ama benim evim nerede?" Köy yakmalar oldu bu ülkede. Göçten önce sonuçta bu insanların bir evleri, bir hayatları vardı; ama şimdi buraya geldiler ve burada da yıkık dökük evlerde yaşamaya çalışıyorlar. Bir evde 15-20 kişi yaşamaya çalışıyor. Biraz bu haksızlığı ortaya koyduğumuz bir beste oldu Amele.' Müziğin diliyle bu insanın sorunlarına, hislerine tercüman olmaya çalıştık. işportacı bir çocuğun hayatını anlattığımız bir şarkımız var. Berfin adında bir şarkımız var. Bu da son dönemlerde 'Hadi kızlar okula' kampanyasına karşı bir tavır.

Sezen Aksu da biliyorsunuz iki üç yıl önce bir 'Kardelen' şarkısı yaptı. Sonuçta Sezen Aksu, elbette Kürt çocukları asimile olsun diye yapmamıştır bu şarkıyı. iyi niyetle yapmıştır; ama yine bir eksiklik var burada. Kardelen kendi dilinde açsın, ama Berrin ne olacak, Berfin de kendi dilinde açsın, kendi renkleriyle, kendi yaprağıyla açsın. Bu şarkıda bunu dillendirmeye çalıştık.

SORUNLARI ANLATAMAMA KABIZLIĞI
Son dönemlerdeki şovenist dalganın tam tam sesleriyle ilgili bir şarkı yaptık. Şarkının adı 'Tam tam.' Davullar tam tam çalmasın, halaylar için çalsın istedik. Bunun için Türkçe ve Kürtçeyi içice kullandık bu şarkıda. iki dili kullanmamızın nedeni ise sonuçta bu tam tam seslerini durduracaksak, bunu sadece Kürtler yapamaz, Türklerin de karşı çıkması gerek. Türkiye'nin sorunlarını konuşamama kabızlığını anlatan 'Kem küm' adlı bir şarkımız var. Dayanışma şarkıları var, birlikte yaşamaya vurgu yapan şarkılarımız var. 'Ey hewaP adlı bir şarkımız var. En-fal katliamını anlatan bir şarkımız var. Soykırımı anlatan bir şarkı, bu repertuara da aldık bu şarkıyı." Vedat Yıldırım, projede yer alan şarkılarıyla ilgili 29 Şubat'ta Ankara'daki konserin ardından Gebze, Bursa, istanbul gibi illerde konserler verecek.