bugün

sözlükte uzun uzun arattığım ancak kendisine benzer birşeyler bulamadığım salakça eylemdir.

başıma geldiği için söylüyorum, hiç hoş bir vaziyet değildir bu. toplanırsın gidersin filme, kakara kukara muhabbet gırla gider. neyse film başlar ilk yarısı izlenir, sonra hadi dersin gideyim de cola, mısır falan alayım yanımdaki garibanları doyurayım. senden başka enayi yoktur sanki, herkes de birşeyler sipariş eder. "abi bana bi mısır alsana, yok bana bi fanta al ya da dur dur sprite olsun", olsun anasını satayım. toplanır siparişler, gidilir hemen çıkıştaki büfenin hayvani kuyruğuna dahil olunur. zaten oradaki sıkıntı stres zor bulunur cinsten.

"hadi birader film başladı yaa" vs. gibisinden büfeci elemana çıkışılır, millet huylandırılır. o yüzden sıra sana gelince büfeci işini ağırdan alır, mısırları yere döker bilmem ne. tabi göz o sırada yandaki salonun kapısında, herkes bir telaş filmin ikinci yarısına koşturuyor. iyice sıkıntı basar, hadi lan hadi dersin içinden. 4 paket patlamış mısır, 3 tane cola, 6 tane gofret, birkaç tane frigo eşliğinde bir kısmı elinde bir kısmı cebinde, önünü zar zor görmeye çalışarak millete çarpıp mısırları heder etmeden salonu bulmaya çalışırsın. girersin salona, zaten kapkaranlıktır. yani ilk kabus gerçekleşmiştir, kenarda beklersin gözler karanlığa alışsın da merdivenlerden çıkarken yuvarlanmayayım diye. neyse çıkarsın merdivenlerden, sıranı bulursun, milletin ayaklarına basa basa "pardon pardooon" ve "ooof hadi kardeşim, ah uh" sesleri arasında yerini bulur oturursun.

aaa bi bakarsın sen gerilim filmine gelmişsin, millet sıça sıça gülüyor. o ne anasını satayım arog'a girmişsin, zaten yanında oturanlar da tanıdığın insanlar değil. lan 2 dakika önce milletin ayaklarına basa basa girdin, salon hınca hınç dolu. şimdi çıkmaya kalksan millet arog'u bırakıp sana gülmeye başlayacak, taa en tepedesin hem de salonda.

neyse filmin kopuk bir noktasını beklersin, millet tam puhahahaaa gülerken kalkarsın yerinden, elinde onlarca patlamış mısır, cola vs. varken sıranın diğer tarafından "pardon pardooon" diyerek çıkarsın. millet bir posta daha saydırır sana, arada kıkırdayan tipler ve bu ne lan gibisinden cep telefonunun ışığıyla bakan dallamalar eşliğinde salonun çıkışına ilerlersin. içinden o sana kıkırdayan hıyarı çıkışta yakalayıp evire çevire dövmek gelir...

olayın finalinde gittiğin filmin oynadığı salonu bulursun, tabi film başlamıştır. yerine "ah uf ayy" sesleri çıkaran insanların arasından geçerek zorlukla ulaşırsın, kan ter içinde kalmışsındır. millete siparişlerini uzatırsın, herkes alırken aralarından bir tanesi "abi nerde kaldın yaa, bi saat oldu" der ve film kopar. sinema görevlisi bağırarak küfür edip insanları rahatsız ettiğiniz için sizi sinemadan defeder.

ben ettim siz etmeyin, girdiğiniz salona dikkat edin...

(bkz: bir anı defteri olarak sözlük)
(bkz: sinemayi cok yanlis anlamis adam)
sinemadan çıkınca "filmi de ne saçma yapmışlar" şeklinde yorum yapması muhtemel kimsenin, sık sık karşılaşacağı yanlışlıklardandır.
çoğu sinema salonunda mümkün olmayan durumdur. film saatleri ve araları öyle ayarlar ki bir film ara verdiğinde diğerleri dışarda olmasın. böylece tuvaletlerde ve holde gereksiz kalabalık oluşmaz. insanlara mısır, su, kola gibi gıda satışlarını daha fazla yapmaya imkan sağlar.