bugün
- bik bik moderatör olsun17
- 26 nisan 2024 adana demirspor galatasaray maçı46
- istanbul suriyenin başkentidir11
- anın görüntüsü19
- ali erbaş10
- kültürlü entelektüel alçak gönüllü güzel kadın9
- türkiyede çok abartılan arabalar18
- nickini google da aratınca çıkan ilk görsel13
- avrupanın yarrağı yemesi yakındır20
- nervio'nun ellerinde cenneti koklamak9
- cumaya gidenlerin çok azalması13
- antalya'ya abartılmış şehir diyen göt10
- uzağı göremeyen insan10
- pahalılıktan dolayı suriyeye dönen kadın8
- almanya8
- millet açsa neden kafeler tıklım tıklım11
- boşuna yaşıyorum hissi19
- icardi1905 silik olsun kampanyası38
- kekeme olan biri doktor olurmu8
- azerileri çok seviyorum ne yapmalıyım13
- genç kızlıktan teyzeliğe geçiş13
- yakışıklı erkeği çirkin gösterecek şeyler8
- sözlük kızlarının don renkleri20
- kanınıza rengini verir misiniz15
- aristoteles'in orta yolu10
- arkadaşlar cumaya neden gelmediniz12
- sözlük erkeklerinin bugünkü kombinleri15
- patiswiss14
- integralin müfredettan kaldırılması12
- bir sözlük kızı ile yakınlaşmak16
- manyak olmaya karar verdim silik olsun kampanyası14
- ak partiliyi çok fena döven chp belediye başkanı18
- 22 şubat 2024 sparta prag galatasaray maçı14
- birini donuzlayarak ceza vermek9
- kalbin sadece bir kişiyi seveceği saçmalığı10
- arkadaşlar biri var18
- karınıza range rover alır mısınız25
- kent lokantası niye bedava değil demek22
- evlilik17
- escort fiyatlarının güncellenmesi12
- diyanet işleri başkanına audi 6 tahsis edilmesi11
- modern kadinin ucuz ve kolay ulasilabilir olmasi17
- nervio'ya aşık olmak10
- balayını italyada yapmak isteyen nişanlı14
- futbolcu ismiyle nick almak14
- chp'li o tekin'in öcalan'ın fotosu ile pozu16
- demet akalın'ın zeka seviyesi12
- gina carano9
- icardi19059
- türkiye işçi partisi9
Oldukça farklı ve güzel bir yaşayan ölüler filmi. Çok iyi bir dünya tasarlanmış ve bize oldukça iyi bir şekilde aktarılmış, komedi unsurları yerinde. aslında alt mesajlar içeren bir film ve dünya. Her yerde ölümün izleri var; çocukların okulda zombileri öldürme dersi alması, Life dergisinin isminin Death olarak değişmiş olması, hatta normal bir cenazeye her bakanın imrenmesi gibi - çünkü normal ölüm mümkün değil ve normal bir ölümün gerçekleşmesi ise lüks bir ihtityaç-. Ben izlerken çok eğlendim ve sevdim bir ara duyguları olan zombiyi benimsemeye ve sevmeye bile başladım. 50 ler kıyafetleri ve çevresi ise bana çok güzel geliyor, her izlediğimde ayrı bir tat alıyorum. internette Shaun of the dead ile kıyaslayanlar olmuş ama alakası yok, mutlaka izleyin.
https://www.planetdp.org/title/fido-dp15106#1
https://www.planetdp.org/title/fido-dp15106#1
tntde denk geldiğim mükemmel ötesi filmdir.
an itibariyle tntde izlenebilmektedir. güzel filme benziyor.
fido, victoria, avustralya kaynaklı bir punk rock grubudur. kayıt ve turne çalışmalarını 8 yıldır sürdürmektedir. grubun bazı klipleri channel v, rage, video hits ve national radio airplay'de yayınlanmıştır. fido grubu şu anda pete seamons, jesse chatellier, alex desforges ve daniel kelaart'tan oluşmaktadır. daniel kelaart 2006'daki australian idol yarışmasının ilk 100'üne girmişti.
kesinlikle harika bir zombi filmi. bir zombi filmi düşünün ki pastel renkler eşliğinde olsun. fido'nun kısa tanımı bu. gözlerine kurban olduğum carrie-anne moss yine şahane iş çıkarıyor ve billy connolly -iskoçya'nın cem yılmaz'ı veya cem yılmaz türkiye'nin billy connolly'si de doğru olabilir- tam anlamıyla döktürüyor zombi rolünde.
filmde american beauty havası sezmek de mümkün ayrıntı olarak. ordaki sapkın durumlar çok göze çarpmasa da güzel müzikler eşliğinde harika zannedilen hayatların ne kadar yalancı ve riyakar oldukları süper anlatılmış. insanların sağduyusuzluğuna bir zombi filmi üzerinden geçiş yapılabilmiş. kurgunun ağır ilerlemesine rağmen akıcılığı da filmin en önemli artısı. kısacası mutlaka izleyin, bilinmeyen film olarak kalmasın.
edit: bu arada filmin ismini ilk duyduğumda fidel castro'nun hayatını mahsun kırmızıgül'ün çektiğini sandığımı belirtmeliyim. *
filmde american beauty havası sezmek de mümkün ayrıntı olarak. ordaki sapkın durumlar çok göze çarpmasa da güzel müzikler eşliğinde harika zannedilen hayatların ne kadar yalancı ve riyakar oldukları süper anlatılmış. insanların sağduyusuzluğuna bir zombi filmi üzerinden geçiş yapılabilmiş. kurgunun ağır ilerlemesine rağmen akıcılığı da filmin en önemli artısı. kısacası mutlaka izleyin, bilinmeyen film olarak kalmasın.
edit: bu arada filmin ismini ilk duyduğumda fidel castro'nun hayatını mahsun kırmızıgül'ün çektiğini sandığımı belirtmeliyim. *
mükemmel alt mesajlar içeren şahane bir zombi komedisi.
ölümün "lüks" olduğu bir dünyanın hikayesini anlatmakta. uzaydan gelen radyasyonun etkisiyle dünyanın dengesi bozulmuştur. ölüler mezarlarından kalkmaya başlamıştır. insanlar ve zombiler arasında bir savaş yaşanır ve insanlar en sonunda etrafı duvarlarla çevrili şehirlerde yaşamaya başlarlar. ancak bu etki hala geçmemiştir. hangi sebeple olursa olsun, ölen her insan, anında zombi olarak dirilmektedir. (bu filmde, zombi alt türüne çok ilginç bir yaklaşım denendiğini ve zombilerin ısırdığı kişiyi zombi yapmadığını da ekleyelim. filmde zombi olmak için, sadece ölmek yeterli.)
bu yeniden dirilen zombiler, hemen birer tasma takılarak sakinleştirilmekte ve kamu hizmetinde kullanılmaktadırlar. ölümün ardından cenaze yapılarak gömülmek için büyük bir para ödenmesi gerekmektedir. bu parayı veremeyenler, ucuz işgücü olarak kullanılacaklardır.
1950'li yılların amerikasına ait herşey filmde mevcut. ama tek farkla: herşeyde ölümün izlerinin olması. ilkokul öğrencilerinin ders çıkışı öğretmen gözetiminde, tüfekle zombi vurma talimi yapmaları, o dönemin en popüler dergilerinden life dergisinin filmdeki adının death olması, yönetimi eline almış olan zomcom isimli kurumun bir nevi seçkin elitler yaratması ve insanlar üzerinde bir korku egemenliği kurmuş olması, hatta cenaze törenini yöneten papazın bile elindeki incil'in kapağında zomcom sembolü olması bunun örnekleri. en basitinden normal bir insan gibi öldükten sonra gömülmenin bile zomcom'a ödenen fahiş paralar ile mümkün olabilmesi sonucu ölümün bir lüks olması ve cenazelerin ailelerin katılıp imrendikleri birer tören haline gelmesi bile çok zekice düşünülmüş.
filmin temelinde timmy isimli bir çocuk ile evlerine hizmetçi olarak alınan fido isimli zombinin arkadaşlığı var. timmy'nin hayattan bunalmış annesinin ve zombilerden nefret eden babasının ilgisizliğiyle, aradığı arkadaşlığı fido'da araması anlatılmakta.
önemli not: shaun of the dead ile kıyaslanmamasında fayda var. iki filmi ayrı ayrı değerlendirmenizi salık veririz.
ölümün "lüks" olduğu bir dünyanın hikayesini anlatmakta. uzaydan gelen radyasyonun etkisiyle dünyanın dengesi bozulmuştur. ölüler mezarlarından kalkmaya başlamıştır. insanlar ve zombiler arasında bir savaş yaşanır ve insanlar en sonunda etrafı duvarlarla çevrili şehirlerde yaşamaya başlarlar. ancak bu etki hala geçmemiştir. hangi sebeple olursa olsun, ölen her insan, anında zombi olarak dirilmektedir. (bu filmde, zombi alt türüne çok ilginç bir yaklaşım denendiğini ve zombilerin ısırdığı kişiyi zombi yapmadığını da ekleyelim. filmde zombi olmak için, sadece ölmek yeterli.)
bu yeniden dirilen zombiler, hemen birer tasma takılarak sakinleştirilmekte ve kamu hizmetinde kullanılmaktadırlar. ölümün ardından cenaze yapılarak gömülmek için büyük bir para ödenmesi gerekmektedir. bu parayı veremeyenler, ucuz işgücü olarak kullanılacaklardır.
1950'li yılların amerikasına ait herşey filmde mevcut. ama tek farkla: herşeyde ölümün izlerinin olması. ilkokul öğrencilerinin ders çıkışı öğretmen gözetiminde, tüfekle zombi vurma talimi yapmaları, o dönemin en popüler dergilerinden life dergisinin filmdeki adının death olması, yönetimi eline almış olan zomcom isimli kurumun bir nevi seçkin elitler yaratması ve insanlar üzerinde bir korku egemenliği kurmuş olması, hatta cenaze törenini yöneten papazın bile elindeki incil'in kapağında zomcom sembolü olması bunun örnekleri. en basitinden normal bir insan gibi öldükten sonra gömülmenin bile zomcom'a ödenen fahiş paralar ile mümkün olabilmesi sonucu ölümün bir lüks olması ve cenazelerin ailelerin katılıp imrendikleri birer tören haline gelmesi bile çok zekice düşünülmüş.
filmin temelinde timmy isimli bir çocuk ile evlerine hizmetçi olarak alınan fido isimli zombinin arkadaşlığı var. timmy'nin hayattan bunalmış annesinin ve zombilerden nefret eden babasının ilgisizliğiyle, aradığı arkadaşlığı fido'da araması anlatılmakta.
önemli not: shaun of the dead ile kıyaslanmamasında fayda var. iki filmi ayrı ayrı değerlendirmenizi salık veririz.
piyasada cd'si aylardır var ama pek dikkat çekmemiş bu film, ilginç. zombi filmlerini sevenler 'zombi kavramına bir de komedi penceresinden bakılırsa nasıl leziz bir film ortaya çıkar' merak ediyorlarsa izlesinler derim. izledim ve hiç pişman olmadım.
not: imdb puanı da iyiymiş... http://www.imdb.com/title/tt0457572/
not: imdb puanı da iyiymiş... http://www.imdb.com/title/tt0457572/
kucuk kopek anlamina gelir.Ayrica kanada'da turkcell ayarinda hizmet veren telekomunikasyon kurulusudur.
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar