bugün

Birkaç senedir hissettiğim duygu.

Ligin Marka değeri bilmem ne kadar olmuş neyime. Fenerbahçe Karabük'ü yendi mi hiç merak etmiyorum. Galatasaray'ın antalya'yi 2-1 yenmesini, iki gün sonra öğreniyorum.

Eskiden fikstürü ezberleyen ben, şimdi " bu hafta kim kimle oynuyor" diye soruyorum.

Gece üçlere kadar, en fazla 100 kelimeyle konuşabilen bir spor yazarı(!) ne diyecek diye bekleyen ben, şimdi zapping yaparken ridvani konuşurken görünce anlıyorum o gün maç olduğunu.

Çünkü; bu oyunun adı futbolsa, bu iki takım bu oyunu çok çok kötü oynuyorlar be abicim. işini iyi yapamayan bir aktörün filmlerine ısrarla gidermizin? Çok kötü piyano çalan bir sanatçının her konserine gider misin? Berbat Badana yapan bi adamı her sene evine sokup badana yaptırır mısın? Bu iki takım bana diğerlerinde yapmadığımı hep yaptırdılar işte yıllardır.

Hep destek tam destek anlayışı çok anlamsız ve kafiye olsun diye uydurulmuş bir slogan. Ben para veriyorsam karşılığını iyi futbolcuyla oynanan futbol seyrederek görmek isterim. Çünkü ben patrona " hep maaş tam maaş" diyemiyorum. Benden, yaptığım işte kalite bekliyor ve bu sekilde para veriyor. E ben parayı bu şekilde kazanırken, niçin yaptıkları işi kalitesiz yapanlara vereyim o parayı.

Doğrusu bence, güzel futbola hep destek tam destek olmalı.

Yeter artık kötüleri vasat, vasatları mükemmel diye seyrettiğimiz. Yaptığınız işin düzgün yapıldığının göstergesi benim zevk almam, heyecan duymamdir. Siz sıkıyorsunuz. Sizi seyrederken sıkılıyorum. Çok başarısızsınız.

Boşuna gaz vermeyin bize, o kadar etmezsiniz.

Not: galatasarayliyim. Beşiktaş'ı bu senesinin yüzü suyu hürmetine bu yazının dışında tuttum.