felsefe yaparken din yaratmak

Normal bir konuşmada kitleleri peşinizden sürükleyecek bir konu bulup sonuna kadar saldırmakla gerçekleşebilecek eylem.

Misal;

(1 / 1) Rüzgarların arkasından esen bambaşka bir nefes vardı çok azınızın duyumsadığı ve anlayabildiği.
(1 / 2) Sizden önce yaşayan çoğu insanın gerçeklerini kaybetmesini ve bambaşka heveslere sürüklenmesini sağlayan bir rüzgar.
(1 / 3) Kimileri bunu ciddiye almadı, aslında onlar bu dünyada gülen kimselerdi.
(1 / 4) Soramadılar hiç bir zaman kendilerine; neden ve niye var olması gerekiyordu bu rüzgarlar ?
(1 / 5) Kaybedilen binlerce sebep arasında gereksiz bir ayrıntıdan öteye gidemeyecekti aslında gerçekten önemsenmesi gerekenler.
(1 / 6) Sonsuz bir dünya olduğunu düşünmek ve sonuna kadar bu dünyada kalabilmek; amaçlı hikayeler anlattılar toprak gerçeğinin gölgesinde.
(1 / 7) Sen farkedenlerdensen önemsediğin; görebildiğin şeylerden ibaret.
(1 / 8) Arkasından görebildiğin bilmediğin yere uçan bir kuş bile olsa onun kadar özgür değilsin demektir baktığın senin gözlerin ise.
(1 / 9) Karanlık ve yalnızlıktan başka hiç bir şey vaad etmeyen bir akımın fanatiği olmak istermiydi hiç insan ?
(1 / 10) Kendini bile bile ateşe atma hevesini duyamazdı çıkarsızca benliğinde ve düşüncelerinde.
(1 / 11) Ve gidemezdi hiç bir zaman aklının kabul etmediği o sert esen güzel günlere.
(1 / 12) Ara sıra yağmur yağar nefes aldığınız günlerde ve bilen bulamazsın hiç bir zaman sonrasını.
(1 / 13) Anahtar her zaman beyindir insanın kalbiyle ve hareketleriyle kesiştiği.
(1 / 14) Ne yazık ki zaman zaman bazı insanlar tanıyacaksınız insan sıfatından uzak.
(1 / 15) Diyecekler ki; Siz bizlerdensiniz ve onlar zamanında bizlere haketmediğimiz acılar yarattı, şimdi bizlerin onlardan intikam alma günüdür.
(1 / 16) Farkedersiniz ki biz; içinde bulunduğumuz bütünlüğü önceden seçemezdik.
(1 / 17) Sormak gerekir o konu hakkında bir fikir bildiğini düşündüğünüz insanlara ama sorgulayarak yaklaşmak şartıyla.
(1 / 18) Aranızdan hiç biri ölümün ne olduğunu bilmiyor ve bunu ölene kadarda bilemeyecek .
(1 / 19) içinizde ölmeyi gülücüklerle karşılayacak kadar büyük insanlarda var karşılıksız olması şartıyla.
(1 / 20) Bu düşüncede insanlar tanırsanız onlara deyin ki; Senin ölmen binlercemizin ölmesinden daha büyük bir kayıptır. Ne de olsa sen bilmediğin bir duygudan bile korkmayansın.
(1 / 21) Karanlık olmasada güneşin denizle kesiştiği güzel koylarda başınızın döndüğü anlar gelecek.
(1 / 22) O anlarda sessiz kalmayın. Denizle paylaşın düşüncelerinizi. Ne de olsa o size yüz çevirenlerden olamaz.
(1 / 23) Duymak istenilmeyen sözlerin kulaklarınızda yankılanmaya başlamasından sonra hiç yapmak istemediğiniz hareketlerin beyinde yaşanması haliyle kalacağınız hoşnutsuz durumları yaşamaya başladığınız zaman kendinizden daha çok utanacaksınız.
(1 / 24) Hiç biriniz bir birinizden farklı olamazsınız ama güçlü olabilirsiniz ve buna şüphesiz ki yalnızca siz karar verebilirsiniz.
(1 / 25) Niyetler ve amaçlar arasında toprağa teslim olmadan önce bunları düşünebilenlere ve başarabilenlere ne mutlu.
(1 / 26) Onlar ki dünyada bulunma sebeplerini çoktan farketmiş olanlardır.
(1 / 27) Yaşadığınız zamandan önce binlerce insanda sizden konum ve şartlar dolayısıyla farklı olsada aynı zeminde yaşadı ve öldü.
(1 / 28) Ne kadar sonsuz olabilirsiniz ?
(1 / 29) Sabah saatlerinde güneş ilk ışıklarını dünyaya verdiği zamanda sizin gibi eli ayağı olan bazı insanlarında aynı an da karanlıkla başbaşa kalabileceğini düşünemeyecek kadar zavallımısınız ?
(1 / 30) Sıcak bir evde dualar ve şükürler ederek, beterin beteri var bu da iyidir diyerek güler yüzle yattığınızda sizden daha kötü insanlara karşı borçlu ve suçlu olduğunuzu düşünemezmisiniz ?
(1 / 31) Onlar ki bedenleri veya işlevleri kısıtlı olsada aynı zemini, aynı anı paylaştığınız geleceğin potansiyel ölüleriydiler.
(1 / 32) Biz ki ruhların ve düşüncelerin kardeşliğinden başka hiç bir hevesin savunucusu değiliz.
(1 / 33) Verilen can ve toprak olan bedenden başka hiç bir sahipliği bulunmayan insan nasıl kendisi gibi olanlara karşı bu kadar acımasız ?
(1 / 34) Onlar ki yaratanı ne yazık ki yanlış anladılar.
(1 / 35) Ne yazık ki onlara basit olduklarını anlatmak için onlardan önce yaşamış insanların malum sonunu ve yaşayabilecekleri kısıtlı günlerden bahsetmek zorunda kaldık.
(1 / 36) Şu anda yaşamayan ve hala düşünceleriyle sizlere bir şeyler verebilen insanlara karşı saygı duymazmısınız ?
(1 / 37) Maalesef ki onlar ne yapsanızda sizi anlayamayacak olanlardandır.
(1 / 38) Görüş ayrılıklarına düştüğünüz kişilere karşı anlayışlı ve yaptırımcı olun çünkü siz doğruysanız bu hareketiniz onun yararınadır.
(1 / 39) insanları düşünceleriyle ve içinde bulunduğu durumla yargılamak, yaptıklarıyla yargılamaktan daha iyidir.
(1 / 40) Ömrünüzün son günü geldiği zaman şüphesiz ki bunu daha iyi anlayacaksınız.
(1 / 41) O günün çok geç olmaması için yapılan her hareketin, diğer sizin gibi bireylerde nasıl bir etki bıraktığını hesaplayarak davranmanız sizin yararınızadır.
(1 / 42) Gökyüzü ve yağmurlar bazı zamanlarda çok üzer yanlış olduğunu bile bile ısrar edenleri .
(1 / 43) Tek bildiğimiz ve emin olduğumuz bilgi şudur ki; insan ölene kadar acı çeker.
(1 / 44) işte biz bu acıyı hafifletmek için uğraşanlardanız.

(bkz: mehdi)