bugün

19 Ağustos 1936…
“Ben de her gerçek şair gibi devrimciyim” diye tanımlayan büyük şair Lorca, 38 yaşında faşist ispanyol muhafızları tarafından öldürüldü.
1Şiirlerinin yanı sıra tiyatro oyunlarıyla da tanınan, Kanlı Düğün, Yerma ve Bernarda Alba'nın Evi üçlemesinin yazarı Garcia Lorca, Ağustos 1936'da Avrupa coğrafyasını çiğneyen faşizmin ispanyol muhafızları tarafından gözaltına alınır. 2,5 gün ağır işkencelerden geçirilen Lorca, 19 Ağustos günü doğduğu memleketin Granada bölgesinde faşist birliklerce kurşuna dizilerek katledildi.

Yaşamını ispanya halkının özgürlüğüne ve eşitliğine adayan ve mücadele ettiği faşistlerin kurşunlarıyla 38 yaşında katledilen büyük şairi ve mücadelesini saygıyla anıyoruz…
bir söz duydum hayatım değişti diyebileceğim sözün sahibi. şair...
bir faşist kurşunuyla hayata gözlerini yummuştur. ispanyolların kızıl karanfilidir.

"Bu dünyada her daim hiçbir şeyi olmayanların yanında olacağım; kendilerinden o hiçbir şeye sahip olmamanın huzuru bile esirgenen insanların yanında."
ismini granada havaalanına veren şairdir.şehrin içinde de müzesi vardır.
etme eyleme ölüm, varmadan cordoba'ya mısrai meşhurunun mübdii.
tarihte bugün* katledilmiş olan ünlü ispanyol şair.

dali* ibnesinin yanındaki değeri kat be kat fazladır gözümde.

kendi kaleminden bir dörtlük ile yad edelim;

--spoiler--
Ölüsün çünkü, dirileceğin de yok.
Yeryüzünün bütün ölüleri gibi,
Unutulmuş bütün ölüler gibi
Sönmüş bir köpekler yığını içinde.
--spoiler--
Bilerek katledilişinin bir gün ardından yazdığım "insan"... 19 ağustos 1936 tarihinde Alfacar'da katledildi Lorca! 38 yaşındaydı. Kuklalar oynatıp, oyunlar yazıp, şiirler kaleme alıyordu. Bu denli azalmaya meyilli bir dünya için fazlaydı Lorca! Sait Maden çevirisiyle şiirlerini okuduğum dönemi anımsıyorum. Yazko'dan çıkmıştı kitap. Bende ikinci eli mevcut. Önceki okurunun notları bile duruyor. Çok şey söyleyecekken insanın boğazı düğümlenir bazen. işte bu tam da öyle bir an... Goethe'nin Faust'undaki "bitimsiz" anların toplamıdır böyle anlar. Fazla söze gerek yok; Lorca insan gibi yaşadı ve insan gibi öldü. Bir şairi, nasıl öldürebilirsiniz ki!
ülkü tamer olmasa adam akıllı çvirisiyle karşılaşamayacağımız şair.
''...Çünkü aranır alında güller
O katı görünüşünü kemiklerin.
Başka işe yaramaz erkeğin elleri
Toprağın altındaki köklere benzemekten...''
pablo neruda ile iyi arkadaş oldukları rivayet edilir.
çok yakışıklı çok guzel bir adammis be,insan üzülüyor öldürüldüğünü düşününce. ölürken bile ezilen halklara selam vererek kursuna dizildiği soylenir. dunya nasil bir yer diye bir baslik acmisti bi arkadas, dunya boyle bir yer iste.
keşke arkadaşım olsaydı dediğim şair. ruhumdan bir o anlardı sanki.
“içiniz kor gibi yanarken susmak, acıların en beteridir.”
Şiire can katan şair. Bir yazısında şöyle der:

"Bütün insanlar, ister Cézanne olsun ister Nietzsche, bütün sanatçılar, mükemmellik kulesinde tırmandıkları her basamağı, daha önce belirtildiği gibi melekle ya da ilham perisiyle değil, kendi duendeleriyle verdikleri mücadele pahasına çıkmışlardır. Eserlerinin özü için esas olan bu ayrımı yapmak gerekir."
ünlü ispanyol şair garcia lorca, ispanya iç savaşında, ağustos 1936 yılında faşistlerce kurşuna dizilmeden önce son şiirini okuyor:
"özgür olmayan insan nedir?
söyle bana, mariana.
söyle seni nasıl sevebilirim
özgür olmazsam?
sana kalbimi nasıl açabilirim
bu yürek benim değilse?"

görsel
adını ilk duyduğumda tipik futbolcu demiştim. *
t : 38 yaşındayken franco"nun adamları tarafından işkencehanelerde kurşuna dizilen ispanyol halk ozanı.
1919'da yerleştiği ve 1928'e dek kalacağı "Residencia de Estudiantes" öğrenci yurdunda Guillermo deT Torre, Jose Moreno Villa, Louis Bunuel, Salvador Dali, Rafael Alberti, Pedro Salinas ve FGerardo Diego gibi sanatçılarla dostluk kurmuştur. Bunlardan özellikle Bunuel ve Dali'ye çok yakındır; hatta Dali'yle yakınlığı dostluktan da öteye gidecektir. Çünkü sevgisini hiç haketmeyen bu kişiye aşkla bağlanacaktı. Lorca, eşcinseldi ve 1920'lerin koyu katolik ispanya'sında oldukça sıkıntılı bir durumdu bu.

Lorca, Endülüs'ün ispanya Krallığı tarafından fethedilerek Müslümanların, Yahudilerin ve çingenelerin göçe zorlanmasını uğursuz bir felaket olarak nitelendirmiş ve kendini bu çok kültürlü yapının bir çocuğu olarak görmüştür.

Hayatını konu edinen kitaplarda Franco taraftarı Falansjistler tarafından antifaşist ve eşcinsel olduğu için katledildiği yazsa da bunun bir diğer sebebi de kendisini Endülüs kültürünün bir parçası olarak görmenin de etkisi eklenmelidir.
güncel Önemli Başlıklar