bugün

zenginliğine göre değişebilen mesafedir bu. çok zengin 100km öteden tanır. maddi varlığınız azaldıkça bu mesafe de azalır. en sonunda bir bakmışsınız yanyana gelmişsiniz yine de fark etmemişsiniz.

o sebeple en güzeli çok zengin olmak.
av köpeğimi yoksa başka bir cins mi olduğu bilinemiyen zengindir.
100 km koku almak nedir anlamadım hangi tür bu kırma mı alman kurdumu,rottweiler mi çözemedim orasını.
zenginlik başka şey işte ne yaparsın.
burda böyle konuşup fakir kızla birlikte olan yazar tripleri.
100 km azdır 500 km öteden tanımak lazımdır.
fakiri 100 km öteden veya yakından, tanımak bile çok zordur. paranın ve imanın kimde belli olmaz denilen tabir bu insanlar için geçerlidir. genel olarak belli olurlar;

lakin öyleleri var ki üstü başı zengin gibi durmaz sıradan bir vatandaş gibi görünür. ama bir mağazaya gittiği anda ortalığı duman eder. yaşanmış bir hikaye; üstü başı zengin görünmeyen sıradan tavırlarla bir kuyumcuya giden bir kişi çok pahalı bir elmaslı gerdanlığı tezgaha indirmesini söyler.

bu lafı duyan kuyumcu yürü hemşerim işine senin paran, bunu almaya yetmez diyerek alay eder. bunu duyan müşteri cebinden, çek defterini çıkarır, ve şöyle söyler dükkanın değeri ne kadar. açık çek yazıyorum. kafadan söyle iki mislini vereceğim deyince kuyumcu şok olur ve adamdan özür dile. şekilde görüldüğü gibi kesinlikle hiçbir insanın üstüne başına bakarak ön yargılı davranmamak lazım. sonradan mahcup olmamak için.