bugün
- kızlar kilolu erkeklerle seksten zevk alırmı9
- yetkili yapsanız da yeter11
- türk kızlarının türk erkeklerinden nefret etmesi19
- hasan can kaya'nın gözaltına alınması8
- turk kizlarinin rus kizlardan daha guzel olmasi12
- özgür özel8
- gideon reid morgan jj35
- epeydir sozluge fotomu atmamis olmam9
- anın görüntüsü13
- özge özacar'ın memeleri11
- zall'ın yapacağı sözlüğe sokayım sorunsalı10
- bir kızın sizi sevip sevmediğini anlama yöntemleri14
- tüm sözlük kölemdir25
- arap milliyetçiliği22
- memati192324
- manyak olmaya karar verdim12
- erkeklerin çoğunun yalnız olması15
- aydinoglu bombala27
- magnum un 2 tl olduğu yıllar19
- bizi tanrı değil bilim kurtaracak8
- neden fenerbahçeliyim11
- yazarlardan akıl almak19
- bamya seven insan20
- memati1923'ün gelişiyle başlayan süreç14
- gideon reid morgan jj silik yesin kampanyası14
- tayyip erdoğan gazilik ünvanını nereden aldı12
- siradansiradisibiri12
- yazarlarin orgazm olurken kurduklari cumleler10
- dünyanın en güzel kızlarının olduğu ülkeler17
- travesti ile evlenmenin avantajları10
- ayet ile hadis çelişirse hadisten hüküm alırım14
- jose mourinho39
- artık kadınlardan uzak duruyorum11
- hiç kavga oluyormu sözlükte8
- sözlük yazarlarının kaç flörtü var11
- kel kadın olmaması9
- true'ya vurmak isteyen sözlük erkekleri tam liste8
- dinsiz kitapsız kafir ve küresel ıkınma ilişkisi8
- dolar neden düşmüyor avradnı sikiyim8
- insanlara nasıl faydalı olurum8
- sözlük erkeklerinin fotoğraf atmaması35
- 12 haziran 2024 istanbul sıcağı13
- eşcinsel bir erkeğe küresel'in fotosunu göstermek16
- yeşil pasaportlu koca arayan hanım abla16
- bik bik kiraz yerken siz fakirler ne yapıyorsunuz15
- hakemlerle şampiyon olmak12
- kuresele yavsayan gotler tam liste16
- küresel ısınmanın erkek kökünü kurutacak olması11
- sözlükten hatun kaldırmak13
- üstteki yazar sevdiği ve sevmediği iki şey10
fakir insanların düşünme yetilerinin kaybolmasından mütevellit pekala doğru olan durumdur.
selam istasyon insanları...
ben ki seyyar simitçilerin en bilgilisi, tezgah altında karl marx okuyan bilgi küpü, sattığı simitteki susamların sayısını logaritmayla bulan dahi fakir, geçen yine istasyonda oturdum ve insanları gözlemeye başladım.
bilirsiniz istasyonları. birbirini tanımayan binlerce insanın ortak durağı. doğallığın gözleme değer kattığı nadir mekanlardan. yolcusu, hırsızı, yankesicisi, sapığı, dönercisi, simitçisi ile birlikte başka bir dünyadır istasyonlar. aslına bakarsanız bir istasyon, bulunduğu ülkenin aynasıdır.
- ''gevreğe gel'' nidalarımla unutturunca kendimi kalabalığa, izlemeye başladım yurdum insanını aynadan. elinde ekmeğiyle bir çocuk takıldı gözüme. üstü başı perişan, doğulu bir çocuk. 14- 15 yaşlarında ya var ya yok. aklında eski zamanlardan kalan bir hip- hop şarkısı, ritmik adımları ve serkeş yürüyüşüyle ekmeğini almış eve götürüyor. üstü başı eski, belli ki fakir bir çocuk...
hip hop müzikle ritim bulduğu için dengesiz bir yürüyüşü vardı. derken bizim polis akif' e yanlışlıkla değdi ve elindeki ekmek düştü.
o serkeş, o mazlum delikanlı yerini kızgın ve ekmeğini düşüren o polise kin duyan bir canavara bıraktı. hemen yaklaştım ve aralarındaki şu konuşmaya şahit oldum.
- önüne baksana be!
- sen çarptın bana çocuk.
- hadi lan ordan
- doğru konuş alırım ayağımın altına.
- kimsin lan sen! ekmeğimle oynama belanı bulursun.
dedi ve saldırdı. bir boğuşma yaşandı tam o sırada müşterim geldi. ben simiti 75 krş' tan satarken 75 krş için bir kavga yaşanmıştı az ileride. hem de bir hiç uğruna... erasmus' un verdiği öğütlerle yetişen biri olduğum için hemen koştum çocuğu tuttum.
- al kardeş ekmek parası kavga etme.
- abeğ ben para değil ekmeğimi isterim.
- al işte ekmek al.
- yok abey önce hakkımı isterim.
- ne hakkı amk? çarpıştınız.
- ama ekmeğim düştü.
dedi ve saldırdı yine. sonrasında temiz bir dayak yedi.
öylece kaldım ve düşünmeye başladım. ulan zengin bir adam olsa kaybettiği parayı telafi etmek için yumulurdu. ama bu fakir çocuk haysiyeti için, ekmeği için kavga ediyor. balık değil balık tutmayı öğretmemi istiyor. kaybetmekten o kadar korkmuş ki, bilinçli bilinçsiz kendisine zarar veren herkesi tehdit unsuru olarak görmüş.
öylece kaldım ve birden ampul yandı ve evvelden yazdığım şu söz dudaklarımdan döküldü...
'' bir fakirin haysiyetiyle bilinçsizce bile olsa sakın oynamayın. çünkü onların tek sahip olduğu servet haysiyetleridir. eğer haysiyetlerini yitirirlerse o zaman gerçekten suçlu olacaklar.''
selam istasyon insanları...
ben ki seyyar simitçilerin en bilgilisi, tezgah altında karl marx okuyan bilgi küpü, sattığı simitteki susamların sayısını logaritmayla bulan dahi fakir, geçen yine istasyonda oturdum ve insanları gözlemeye başladım.
bilirsiniz istasyonları. birbirini tanımayan binlerce insanın ortak durağı. doğallığın gözleme değer kattığı nadir mekanlardan. yolcusu, hırsızı, yankesicisi, sapığı, dönercisi, simitçisi ile birlikte başka bir dünyadır istasyonlar. aslına bakarsanız bir istasyon, bulunduğu ülkenin aynasıdır.
- ''gevreğe gel'' nidalarımla unutturunca kendimi kalabalığa, izlemeye başladım yurdum insanını aynadan. elinde ekmeğiyle bir çocuk takıldı gözüme. üstü başı perişan, doğulu bir çocuk. 14- 15 yaşlarında ya var ya yok. aklında eski zamanlardan kalan bir hip- hop şarkısı, ritmik adımları ve serkeş yürüyüşüyle ekmeğini almış eve götürüyor. üstü başı eski, belli ki fakir bir çocuk...
hip hop müzikle ritim bulduğu için dengesiz bir yürüyüşü vardı. derken bizim polis akif' e yanlışlıkla değdi ve elindeki ekmek düştü.
o serkeş, o mazlum delikanlı yerini kızgın ve ekmeğini düşüren o polise kin duyan bir canavara bıraktı. hemen yaklaştım ve aralarındaki şu konuşmaya şahit oldum.
- önüne baksana be!
- sen çarptın bana çocuk.
- hadi lan ordan
- doğru konuş alırım ayağımın altına.
- kimsin lan sen! ekmeğimle oynama belanı bulursun.
dedi ve saldırdı. bir boğuşma yaşandı tam o sırada müşterim geldi. ben simiti 75 krş' tan satarken 75 krş için bir kavga yaşanmıştı az ileride. hem de bir hiç uğruna... erasmus' un verdiği öğütlerle yetişen biri olduğum için hemen koştum çocuğu tuttum.
- al kardeş ekmek parası kavga etme.
- abeğ ben para değil ekmeğimi isterim.
- al işte ekmek al.
- yok abey önce hakkımı isterim.
- ne hakkı amk? çarpıştınız.
- ama ekmeğim düştü.
dedi ve saldırdı yine. sonrasında temiz bir dayak yedi.
öylece kaldım ve düşünmeye başladım. ulan zengin bir adam olsa kaybettiği parayı telafi etmek için yumulurdu. ama bu fakir çocuk haysiyeti için, ekmeği için kavga ediyor. balık değil balık tutmayı öğretmemi istiyor. kaybetmekten o kadar korkmuş ki, bilinçli bilinçsiz kendisine zarar veren herkesi tehdit unsuru olarak görmüş.
öylece kaldım ve birden ampul yandı ve evvelden yazdığım şu söz dudaklarımdan döküldü...
'' bir fakirin haysiyetiyle bilinçsizce bile olsa sakın oynamayın. çünkü onların tek sahip olduğu servet haysiyetleridir. eğer haysiyetlerini yitirirlerse o zaman gerçekten suçlu olacaklar.''
kaybedecek bir şeyin olmaması duygusundan ileri geliyor olabilir. zaten tüm duygular birbirinin aynı kesin odur.
arkasindan uzulucekleri öyle aham şahan mal mülklerin olmadigindandir.
kaybedecek bi şeyleri elbet vardır ailesi, arkadaşları belki çocukları. ancak umutları yoktur. umutsuzluk her şeyi yaptırabilir insanlara. yüreklilik mi dersiniz, gözü karalık mı siz bilirsiniz.
kaybedicek pek bir şeylerinin olmadıklarını düşündükleri içindir. Ey hayat Bir can borcum var! VAr mı başka bir şeyim.. Varsın olmasın der! ve Allah ne verdiyse girerler olaya.
''firari saniyeler çalarken ruhumdan
serkeş bedenim günlerini yaşıyor. ''
gururundan başka kaybedecek bir cevheri kalmayan insanların, şu kerhane dünyadan ve onun içinde yaşayan kahpelerden daha cesur olmasıdır.
paramız yok! bu yüzden kaybedecek bir şeyimiz yok.
serkeş bedenim günlerini yaşıyor. ''
gururundan başka kaybedecek bir cevheri kalmayan insanların, şu kerhane dünyadan ve onun içinde yaşayan kahpelerden daha cesur olmasıdır.
paramız yok! bu yüzden kaybedecek bir şeyimiz yok.
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar