bugün

yıl başında bir teneke kutu kolayla mutlu olmak.
bitmesin diye iki fırt çeker oynamaya gider gelince iki fırt daha.
Üzülmemesi gereken bir durumdur.Adam olamadıktan sonra paran olsa ne olur.
herkesin fakir olduğunu sanmak yıllarca, 22 yaşıma geldim hala da anlayamıyorum millet nasıl o kadar para harcıyor.
Herşeyi tırnakların ile yapman gerektiğin manâsına gelir, Aileleri tarafından desteklenen ve her türlü maddi manevi desteği alan insanları görünce önündeki engeller için şevkinin kırılması manâsına gelir, Çoğu şeyi minimum çaba ile elde eden insanların sunî özgüvenleri karşısında hayata küfretmen manâsına gelir, herşeyi aşk ile yap diye çıkan samimiyetsiz bir Şarkıya defalarca sinirlendiğin manâsına gelir ancak elde ettiğin her şey bir başkası için olamayacak kadar değerlidir.
fakir kağıdı diye bir belgeden okulda faydalanmaktır.

bütün sınıfın gittiği kursa gitmemektir.

10 tl lik yardımla alınan sırt çantasını hala saklamaktır.

üniversitenin kişi için sadece hayal olmasıdır.

önünü kesip elinde bıçakla gasp yapmaya çalışan gence " sende varsa bana versene" demektir pişkince.

okuldan kaçanların teknik resim dersi ödevlerini çizip öğle yemeği parasını çıkartmaktır.

minibüsle gidilen yolu hep yürümektir.

bu yüzden 32 yaşına da gelsen bir çok insana göre gelirin iyide olsa kıyafetlerini, telefonunu ve hatta kalemlerini iyice eskiyene kadar temiz bir şekilde kullanmaktır.
Doğmama 15 gün kala biricik amcam kapı dışarı etmiş bizimkileri. Tabi bizimkilerin de ellerinde avuçlarında bir şey yok. Her şey bununla başlıyor zaten.ilkokulda gezi olurdu babama söylemezdim. Söyleyemezdim.Biliyorum gönderecek geziye ama o parayı başka bir yerden kısması gerekecek çünkü. Gel zaman git zaman bir süre sonra biraz da olsa düzeldi durumumuz. Şu an tek amacım annem ve babamı mutlu etmek. Hayattaki yegane amacım diyebilirim. Siz siz olun ailenizden vazgeçmeyin. Para mı ? Parası batsın.
Fakir olduklarıyla ilgili yazılan entrileri okurken bizim double fakir olduğumuzu fark ettim.
Zamanında ekmek pahalı diye ekmek almazdık,
Akrabalarımızın eskilerini giyerdik.
Bir sabah uyandım, annem ekmeğe sadece sıvı yağ sürmüştü, bildiğimiz ayçiçek yağı. işte o zaman bizim fakir değil fakfakir svh olduğumuzun farkına varmıştım. Mesela yazın ailem çalışır. Kışa para ayırırdılar. Yetmezdi 3-4 ay full yazın ödemek için söz verip markete (bkz: yazdırmak) Borç yapardık. Evde kola alınmazdı misal, ayran yapardık. Milletten bahçede tarlada kullanmak için su şişesi işlevi görecek boş kola şişesi ne bileyim içine bir şey koymak için yoğurt kabı isterdik. Zor günlerdi. Şimdi durum değişti tabi fakat yine de o günler unutulmuyor.
Hep çalışmak zorunda kalırsınız. Bir umut olur içinizde gün gelip bir gün bu hayattan ailemi çekip çıkaracağım diye. Canla başla okunur bir yerlere girebilmek için. Okuyup çalışılır. Edip Akbayram ın dediği gibi haftada bir et girer eve cocuklar sapsarı iskelet gelir ama heyhat okunur mezun olunur işsizlik dağ gibidir gene fakir yaşamaya devam edilir. Onlar eskidendi azizim Okuyup adam olmak falan.