bugün

ilk hikmet sami türk yaptı bu işi. dedi ki "bu yüksek güvenlikli cezaevleri lüks otel konforundadır".

haydaa, bayram değil seyran değil eniştem beni niye öptü? devlet, ki pek sevmez muhaliflerini, neden göndersin karşıtlarını 5 yıldızlı tatil köyüne? olacak iş mi? hadi de ki olsun, inanalım. zaten tam bu söyleme inandırmaya çalışıyorlardı kamuoyunu , hatta bu söylemi savunsun diye abd'den cezaevi uzmanı olduğu iddiasıyla bir kadın da getirdiler derken... söylem elinde patladı savunucularının. bozuk türkçeli, cezaevi uzmanı teyze (melda olabilir ismi, ki öldü geçenlerde) bu cezaevlerinin abd'de sistem muhaliflerini yalnızlaştırmak için kullanıldığını söyledi. al başına belayı..tam da ikna oluyorduk konfora, nerden çıktı yalnızlaştırma falan? daha sincan f tipi'nde her şey dahil tatile gidecektik.

ağız değiştirdi hemen resmi ağızlar. dediler ki, cezaevlerine hakim değiliz. örgütler eğitim yapıyor. 5 yıldız görüşü rafa kalktı. dendi ki, bireylere özgürlük getireceğiz.

demezler mi adama bir karar verin, kimi kimden koruyorsunuz? cezaevi sizin cezaeviniz, savcısını-gardiyanını siz atıyorsunuz, gireceği siz sokup çıkacağı siz çıkarıyorsunuz. e zaten cezaevinde insanların özgürlüğü ne mümkün, adı üstünde cezaevi.
"devlet ne derse doğrudur"cular da bir şaşırdı. önce "örgüt baskısından kurtarsın devletimiz teröristleri" der oldular. iyi de terörist değil miydi onlar, niye korusundu devlet? öldürse olmaz mı acaba? sanırım direk öldüremiyordun, yani hepsini öldürmek mümkün değildi. e, ne kadar saçmalayabiliyorsan saçmala, bu kadarını açıktan söyleyemiyorsun. ancak oldu bittiye getirip bir kısmını öldürebiliyorsun. (bkz: 19 aralık 2000)

tamam hadi öldürdün de, bir açıklama gerekecek sanırım. bahane olarak ne diyelim? "sayın bakanım, hayat kurtardık desek. ironik olur hem, ha?"

al işte, 5 yıldızlı lüksten başladık, yutturamadık. e izolasyon kelimesi kaçtı ağızdan, ona da iyi kötü he demek gerekti. şimdi hayatını kaydırdık insanların, hayata dönüş dedik. aldık koyduk bir sürü kişiyi f tipi cezaevi'ne. örgüt zorla ölüm orucu yaptırıyorlar dedik. tek kişilik hücrede de ölüm orucu yapıyorlar? buna bir cevap lazım, çalıştırın kurukafaları..

hah, şöyle diyelim ; örgüt beyinlerini öyle yıkamış ki, kolay kolay eski haline getiremiyoruz. aileleri de örgüt yanlısı zaten, görüş yaptırmayalım. kitap da okumasınlar, örgüt tv'den mesaj gönderebilir, yasaklayın tv'yi. milletini, tarihini tanısınlar verelim müziği. sadece fiziksel olarak hayata döndürmek yetmez; sosyal hayata da kazandırmak lazım değil mi? eğer kitap okumamayı, arkadaşlarıyla görüşmemeyi, tv izlememeyi kabul ederse dee..hm...seramik kursu verelim, haftada 3 saat. battı balık yan gider.

- e peki bunu kamuoyuna nasıl yutturacağız?
- öğretmen katili diyelim bunlara
- o kadar diyorsun?
- daha bu başlangıç dur sen..bu kişileri izole ederek toplumu yeni ölümlerden koruyoruz diyelim.
- kim inanır buna?
- inanırlar inanırlar. bunlar çok azılı terörist, f tipi az bile dedirtelim.
- kime?
- sen bir boku koy yere, konan sinek bol olur..ahaha?
- hadi bakalım.

uzun lafın kısası, 7 yıl önce konforla-bireysel özgürlükle çıktılar yola; örgüt baskısı dediler, o da tutmadı şimdi hakediyor şerefsizler'e kadar geldik. arada öldürdük çoğunu, elimiz yüzümüz kan kokusu hepimizin. bir sonraki durak neresi?
(#1284681)
hak ediyor şerefsizler. zararlı böcekleri , salgın hastalık yapan mikropları düşünün karantina fuzuli midir şimdi? bu kadar basit değil elbette ama şu özgürlük , hürriyet , hümanizm laflarından gına geldi ancak bu kadar yüzeysel cevaplara gücüm yetiyor artık..eğer ki şuna girersek : kim ki savcılar yasalar ne ki , karar mercii o oluyor , bi kaç yasa , kurallar bütününü kabul etmiyorum var mı lan ? SONU anarşizmi savunmak olan laflara girersek çıkamayız. uzun mevzuular , al çekirdek çıtlat dinlerken naSIlsa kanunsuz , kuralsız bi yaşam hiç bi yerde yok , dağın tepesinde bile doğa kanunları var. ama gözününüzü seviyim , insanlıktan sevgiden dem vurmayın. teletubbie misiniz nesini anlamadım ki!
sonuna kadar doğru harekettir.

mahkumları başımızın tacı yapmaya çalışanlara anlam veremiyorum. ne bok yemeye hapse atıyoruz o zaman. salalım gitsin. bu adam içerde sürünecek ki akıllansın. cezanın temel amacı budur zaten.

oldu olacak rus karı da götürelim haftada bir mahkumlara.
koğuş düzenine sahip cezaevlerinin; suçluları cezalandırmak ya da ıslah etmekten çok hep beraber toplanıp fikir teatisinde bulundukları, yeni yandaşlar edindikleri, eylemleri için kullandıkları, daha da azıttıkları gibi işlere yaradığını düşünürsek. hücre düzenine sahip f tipi çok daha savunulasıdır. üstelik öyle lüks otel gibi olmasına da gerek yoktur suçluların temel ihtiyaçlarını giderecek donanımda olması yeter de artar bile.
suçlu cezasını çekmelidir. ama siyasi düşünceleri ve eylemlerinden dolayı bir insanın yanlızlaştırılması, dünyayla bağlantısının koparılması ve bunu da insanların güvenliği için yaptığını söylemek ahlaksızlıktır.
abd nin guantanamoda yaptığını hangi beyinsiz savunabilir. f tipi de guantanamonun türkiye versiyonudur.
unutmayın ! hepimiz mahkum olma potansiyeli taşıyoruz. insan isek.
(bkz: tecrit)
abdullah öcalan'ın cezaevi koşullarını, her geçen gün biraz daha iyi hale getiren iktidara oy verenlerin destek verdiği zaman komik duran savunmadır.
binlece insanın katili manzaralı cezaevlerin de yatır, her hafta defalarca, saatlerce avukatları ile görüştür. süper yemekler, süper konfor ondan sonra aklı yıkananları f tipine tıkarak ölmelerini bekle.
sorun yakalanıp f tiplerine atılan pkk'lılar değildir.
elbet ki insan azmanlarına gerekli ceza verilecektir ancak bu yeni bir şey değildir 68 kuşağından bu yana hücre, f tipi, işkence devam edip durmaktadır. bu da insan ayıbıdır.
eğer ki adalet diyorsan abdullah öcalan'ın anasını avradını s*keceksin o halde, aklı yıkanmışlara bunu yapıyorsan. ancak yine de bütün pkk'lılara sövüyorum.
f tipi cezaevlerini savunanların bile girmesini istemeyeceğim yerdir.
güncel Önemli Başlıklar