bugün

kaslı kollarına dokunmak. bundan daha heyecan verici, daha masalsı bir an var mı ki? varsa da ben yaşamadım. kalbimi delen o okyanus mavisi gözleri ve biraz sonra bana yapacakları, heyecandan titretiyor. heyecanlıyım ama belli etmek istemiyorum. merak etme diyorum kendi kendime, o da seni istiyor. dolgun dudaklarını, dudaklarıma değdireceği anı bekliyorum sabırsızlıkla. ilk adımı atan ben olamam. hayır, o yapmalı. hata yapma riskini göze alamam. ''içki içelim mi'' diye soruyor. olur diyorum. heyecandan ölmek üzereyim. barın önüne gidip içki kadehlerini dolduruyor. sonra kadehlerden birini bana doğru uzatıyor. ''Biraz sert oldu ama'' diyor, muzur bir tebessüm var yüzünde. cevap vermiyorum. gözleri beni yakıyor. ne söylesem, ne cevap versem, sanki aptal durumuna düşecekmişim gibi hissediyorum. ikimizde kadehlerimizden birer yudum alıyoruz. sonra o kadehini sehpanın üzerine bırakıyor ve gömleğinin düğmelerini çözmeye başlıyor. ateş gibi yanıyorum. o düğmelerini çözdükçe, ben o harika dudaklara teslim olmamak için kendimi zor tutuyorum. ''sende çıkarsana'' diyor ''burası çok sıcak''. peki diyorum. hareketlerim çok acemice ve utangaç. o da farkediyor, ''dur'' diyor ''yardım edeyim''. ve gömleğimin düğmelerini açmaya başlıyor. gözleri, dudakları, burnu tam karşımda. kokusu, sıcaklığı, arzusu, herşeyi hissedebiliyorum. ve artık dayanacak gücüm kalmıyor. dudaklarına bir öpücük konduruyorum. bir an için tepkisiz kalıyor ama sonra o da bana karşılık veriyor. ve sonra deli gibi öpüşmeye başlıyoruz. dilini ağzıma alıyorum. dudaklarımı ısırmaya başlıyor. giderek hızlandırıyor ritmi. nefes alış verişlerimiz hızlanıyor. ikimiz de ayağa kalkıyoruz, o benim dudaklarımı ısırırken ben onun pantolon düğmelerini bulmaya çalışıyorum. yavaş yavaş çözüyorum. sonra beni öpmeyi bırakmadan pantolonunu çıkarmaya çalışıyor. ve nihayet başarıyor. elimle erkekliğine dokunuyorum. o anda yaşadığım zevk, beni çıldırtıyor. ağzıma almak için yanıyorum ama o harika dudaklardan ayrılmaya da korkuyorum. boxerının üzerinden erkekliğini okşuyorum. inlemeye başlıyor ve beni öpmeyi bırakıyor. bu fırsatı değerlendirip, göğsünü öpmeye başlıyoruö, memelerini ısırıyorum. artık iyice tahrik oluyor. inlemeler artıyor. sonra saçlarımdan tutup kafamı erkekliğine doğru yaklaştırıyor. boxerını usulca indiriyorum. sertleşmiş erkekliğini hiç tereddütsüz ağzıma alıyorum. bunu nekadar yaptığımı hatırlamıyorum ama bağırıp titreyerek ağzıma boşaldığında kendime geliyorum. yatağa çöküyor. ben hemen banyoya koşuyorum. temizlendiğim saniye tekrar yanına koşuyorum. arzu bedenimi yakmaya devam ediyor. yanına uzanıyorum. ''teşekkür ederim'' diyor. ''şşşt'' diyorum, ''mutluysan, mutluyum''. gülümsüyor. dünyanın en muhteşem adamı yanımda, öyle mutluyum ki. sonra o da benim erkekliğime doğru eğiliyor. ''yapmak zorunda değilsin'' diyorum, yapmak istediğini söylüyor ve erkekliğimi dolgun dudaklarının arasına alıyor. volkan gibi patlıyorum ağzına, boğulur gibi oluyor. özür diliyorum ama o bana gülmekle yetiniyor ve banyoya koşuyor. sonra yanıma yanaşıyor gene, sarılıyor bana. arkamı dönüyorum. erkekliğini hissetmek istiyorum. öylesine sıcak ki. ensemi öperken bir yandan da erkekliğini kalçamda gezdiriyor. o sıcaklık, o sertlik...kendimde değilim gene. hızlanıyor. ben inlemeye başlıyorum. ona doğru dönmem için beni zorluyor. dönüyorum ve dudaklarıma saldırıyor. haraketleri daha sert, daha erkeksi. ve bu beni daha da fazla tahrik ediyor. sonra ayağa kalkıyor ve beni yatağın ayak ucuna kadar sürüklüyor. ayaklarımı omzuna alıp, erkekliğini kalçama yaklaştırıyor. bir anda bir acı hissediyorum ama aynı oranda da zevk. istemsizce bağırıyorum. ''özür dilerim'' diyor. bense onun devam etmesini, asla durmamasını istiyorum. içimden hiç çıkmasın diliyorum. sonra biraz daha ittiriyor. ve gidip gelmeye başlıyor. ikimiz de kan ter içindeyiz. o hızlandıkça ben haykırıyorum ve o gece hiç bitmesin istiyorum...

işte bunları yaşayamamaktır.
(bkz: eşeğin amına su kaçırmak)
(bkz: sapık bacım afedersin)
(bkz: hele bir otur soluklan yiğidim)
bunları burda yazmak büyük cesaret... Yazarımıza alkış... Hiçbir zaman onların neden bu seçimi yaptığını anlamayacak olsam da...
en sıtreyt yurdum delüğanlıları bile hatun deryasında susuz kalırken gayet normal hissiyattır. hayatın ibneliğidir diyeyim ben sana. (vay babam vay en varo$undan bi de tanım kastım ya, artık medeni biri oldum say sen.)

zordur canım benim, zordur. canım dediysem lafın geli$i. sağın solun oynamasın hemen.
(bkz: iğrençsiniz lan ibneler)
dtp yi hazmedemeyen kişi türünden başlıklar açmanın müsebbibidir.
(bkz: eşcinsel olamamak)

eşcinsel ilişkilerin özgürleşmesi sadece eşcinsel insanlara saldırmamak onları öteklileştirmemek değildir(tamam bunlarda var) lakin birde bu hazzın iğrençliği dayatılır doğumdan ölüme kadar "erkeklik" hegomonyası içerisinde duyduğun eşcinsel arzulardan korkarsın halbuki cinsinden birilerinden hoşlanmışsındır ama bunu kendine itiraf edemezsin, asıl özgürlük belkide eşcinsel olabilmektir en azından o birleşmeden korkmamaktır. belkide hayatında bir kere yaşamaktır en az.
eş cinsellik derken işin sadece cinsellik kısmından bahsedilmiş, bu olmamış. Bir hayatı paylaşmaktan, el ele tutuşup gezebilmek hiç bahsedilmemiş. Eğer bunlar olaydı doyasıya yaşanmış olurdu. Biriyle seks yapıyor olman, cinsel kimliğini doyasıya yaşadığın manasına gelmez. Eş cinseller için de durum farklı değildir.
(bkz: sözlüğün erotik hikayeler barındırması)
(bkz: gaylikten sadece seks anlayan köle pasif)
(bkz: vay ibne vay)