bugün

ortalama her türk babası için çok zor olan bir durum, bir nevi iki ucu boklu değnek. şimdi saygı duyulması gerekir türden geyiklere girmek istemiyorum, düşünsenize adamın bir küfür olarak kullandığı "ibne" kelimesi, direk oğlunun sıfatı olmuş. şayet çocuğu kız ise, ilk duruma nazaran daha şanslı olabilir.
babanın escinsel olmasından daha katlanılabilir bir durumdur.
kim nasıl düşünür, işin humanizmle yoğrulmuş boyutu nedir bilmem. eşcinseller de kafalarına göre takılıp yaşasınlar. ama ben oğlumun olması gereken gibi bir erkek olmasını isterim arkadaş. o pipi kızlara kalkıcak aga. erkeklere değil. ben nasıl annesine ilgi duyup onu yaptıysam, o da başka veletler yapsın. üresin insanlar arkadaş!
- hanım her ateşi yükseldiğinde dayama fitili şuna dedim bak ibne oldu çocuk!
+ ........
- susarsın tabi dereceyide koltuk altına koy dedim dinledin mi hayır!!
+ ........
- sen daha sus bakkalın oğlu sami ye vurduruyormuş senin oğlan, esnaf damadın oldu gözün aydın!
(bkz: allah korusun) denilesi acı bir durum.

bahsedilen baba, çocuğunu tedavi ettirmesi gereken babadır da aynı zamanda.
her ne kadar bilim, şu dönemde eşcinselliği "tercih" olarak görse de,
eşcinsellik gerçek anlamda bir hastalıktır.
eşcinsellik, ruhsal ve biyolojik bir hastalıktır.
tercih falan değildir yani.
çünkü, yaradılış gereği erkek ve dişi olmak üzere iki cins vardır.
bu, sadece insanlarda değil, tüm canlılarda böyledir.
dolayısıyla bu ve diğer tüm bulgularla birlikte eşcinselliğin bir çeşit hastalık olduğunu söyleyebiliriz.

zamanında, bazı ülkelerin savaş sırasında diğer düşman bildiği ülkelere "eşcinselliğe sebep olan bombalar" atmayı düşündüğü itirafını da değerlendirirsek,
bu hastalığa "tercih" diyenlerin salakça bir yanılgıya düştüğünü farkederiz.
bu hastalığı, batılı bilimcilerin kabul etmemesi nedeniyle bu dönemde çaresi olmamakla birlikte,
psikologların bu konuda bir nebze de olsa yardımcı olabileceği söylenmekte.

edit-ül pişman: bilimin eşcinselliği "tercih" olarak gördüğünü söylemişim.
bir hışımla yazınca böyle oluyor.
düzeltmiyorum, belki gerçekten "tercih" olarak gördükleri için bunun çaresine bakmıyorlardır.
zordur. bir yanda canından kanından bir parça, evladın, göz bebeğin, biricik yavrun... bir yanda toplumun önyargıları, kalıplaşmış bakış açısı, hoşgörüsüzlüğü, cahilliği... ikisi arasında gidip gelmek epey zordur. ancak eşcinsel olduğunu, daha doğrusu doğduğunu ebeveynlerine açıklayan çok arkadaşım var ve geneli kabulleniyor. çünkü konu sıradan bir şey değil, çocuğu... çocuk sahibi olmayan ya da sözlüğe enrty girdiği için okuma-yazma dışında normal insanların sahip olduğu özellikleri bünyesinde barındırdığını pek zannetmediğimiz, ahlak ve vicdan kavramlarından epey uzak "şey"lerin bunu kavrayabilmesinin kolay olduğunu sanmıyorum. eşcinsel deyince akıllarına "birbirini düzen erkekler" gelen sapıkların, eşcinsellerin de insan olduğunu ve herkes gibi duyguları olduğunu bilmeleri gerekiyor. heteroseksüel ilişkilerde yaşanandan farklı bir şey söz konusu değildir. elde olmayan bir dürtü vardır ortada. hanginiz birini sevmeyi seçiyorsunuz ki? bilinçli bir karar mıdır bu? düşünülerek yapılmış bir davranış mıdır sevmek? yoksa kalp işi midir? annenizi "sizi doğurduğu için" mi seviyorsunuz? geçerli sebepleriniz mi var birini sevmek için? mümkün değildir. birini seviyorsanız seviyorsunuzdur. bir kişiyi zorla karşı cinsinden hoşlandıramazsınız, zorla onunla evlendiremezsiniz. işte bunun bilincinde olan ve hangi çağda yaşadığımızı farkında olan anne ve babalar, psikologlarla da görüşüp eşcinselliğin ne olduğu hakkında bilgi edindikten sonra, daha da önemlisi çocuklarını dinledikten sonra (emin olun her eşcinselin kimliğiyle ilgili anlatacak çok şeyi vardır) bunu anlayışla karşılayacaktır. işbu entry bazılarını rahatsız edecektir. tek dileğim, eşcinsel bir evlada sahip olmamalarıdır. çünkü çocukları karşılarına geçip "ben eşcinselim" dediğinde dediğim şeyleri yaşayacaklar. ve elbette hiçbir anne-babanın böylesine bilgisiz bir toplumda eşcinsel çocuk sahibi olmasını istemem.