bugün

Daha 13 yaşında küçük bir çocukken dünyanın diğer ucundaki bir rus okuluna öğrenci olmuş, sonrasında bir ingiliz kolejinde eğitimine devam etmiş birisi olarak, uzun zamandır düşündüğüm, üzerinde kafa yorduğum konu, sorun. Eğitim sistemimizin değişmemesi sonucunda, youtube, facebook gibi ortamlarda birbirlerine küfür etmeyi, ana bacı sövmeyi iş bilen ve bununla yaşayan daha nice genç nesilimizi kaybediyor olmamız muhtemeldir.

- Eğitime başlama yaşı düşürülmesi gerek. 7 yaşında okula başlayıp, 12 yaşında yabancı dil öğrenmeye çalışan bir çocuk, avrupadaki 3 yaşında okula başlamış bir çocuktan çok geridedir. Ama okul öncesi eğitim farklıdır, çocuğu oturup matematik öğretmeyeceksin tabii ki.

-Öğretmenlerimiz. Eğitim sistemimizin en büyük sorunlarının başında. "Kesin sesinizi, başım çatlıyor" gibisinden laf eden, dedem yaşındaki öğretmenlerin emekliliğe ayrılması kaçınılmaz. Siz 15 yaşındaki deli kanlıları, hanım efendileri 50-60 yaşındaki hocanın karşısına oturtup ders öğrenmesini bekleyemezsiniz.

-Az öğrenci, çok okul. Türkiye de ortalama 1000 öğrencili bir okul olup okul sayısı azken, bu sayı ortalama 100-200'e düşürülüp mevcut okul sayısı artılırılmalıdır. Benim öğrenim gördüğüm sınıfın öğrenci sayısı 6 idi. 15 kişilik derse girince, kontrol yerle bir oluyordu. Türkiye'de 60 kişilik sınıflar var, düşünün.

-Ders seçimi. Öğrenciye ders sunulacak, bölüm değil. Öğrenciye "ilerde ne olacaksın" diye soruluyor, "politikacı" diyen adama fizik, biyoloji, kimya yükleniyor. Olmaz! Öğrenci üçünü kötü yapacaksa, bir tanesini iyi yapsın, ona odaklansın yeter.

-Farklı ders düzeyleri. Örneğin, sosyal branşlarda meslek ele almayı düşünen bir birey matematiğin en düşük seviyesini almalı. Bu bölümde daha çok matematiğin temelini oluşturan şeyler yüzeysel olarak öğrenilmeli.

-Makalesel eğitim. Öğrenciye her hafta onlarca makale yazdırılmalı. "Reflective" deyebileceğimiz, öğrencinin ne öğrendiğini sorgulayan 600-700 kelimelik makaleler hem öğrencinin düzeyini, hem de üüniversiteye daha iyi hazırlanmasını sağlar.

-Okula telefon, laptop ve benzeri şeyler getirtilmeli, göz yumulmalı. Benim eğitim gördüğüm okulda bilgisayar getirmediği için dışarı atılan öğrenci vardı. imkan yoksa, okul o imkanı sağlamalı.

---DEVAM EDECEK---
hocaların ''sanamı kaldı lan'' diye cümlenin devamını getirdikleri söz öbeği.
keşke öyle bi sistem olsaydı.
Eğitim sistemini düzeltmek iyi ama üniversite mezunlarının okuduğu bölüme göre iş ayarlamak paha biçilemez.

Örn:iktisat mezunu = reklamcı.
görsel daha sınav okurken bile her yıl niye süre artıyor ve ders katsayıları niye çok dengesiz diye sınav okuma adaletinden şüphe edilen bir ülkede ne zaman düzeleceğinden şüpheliyim.
Ek; biri bana bunu eğer ki mantıklı şekilde açıklaması varsa açıklarsa sevinirim.
Bu işin başına, Doğu ve batıda öğretmenlik yapmış , okul-öğrenci -öğretmenlik psikolojisi bilen tecrübeli biri geldiği zaman düzelecektir . Ülkede eğitimden anlamayan kim varsa bu konuda söz sahibi .