bugün
- istanbul suriyenin başkentidir12
- bik bik moderatör olsun17
- 26 nisan 2024 adana demirspor galatasaray maçı46
- anın görüntüsü18
- ali erbaş10
- kültürlü entelektüel alçak gönüllü güzel kadın9
- türkiyede çok abartılan arabalar18
- nickini google da aratınca çıkan ilk görsel13
- avrupanın yarrağı yemesi yakındır20
- nervio'nun ellerinde cenneti koklamak9
- cumaya gidenlerin çok azalması13
- antalya'ya abartılmış şehir diyen göt10
- uzağı göremeyen insan10
- pahalılıktan dolayı suriyeye dönen kadın8
- almanya8
- millet açsa neden kafeler tıklım tıklım11
- boşuna yaşıyorum hissi19
- icardi1905 silik olsun kampanyası38
- kekeme olan biri doktor olurmu8
- azerileri çok seviyorum ne yapmalıyım13
- genç kızlıktan teyzeliğe geçiş13
- yakışıklı erkeği çirkin gösterecek şeyler8
- sözlük kızlarının don renkleri20
- kanınıza rengini verir misiniz15
- aristoteles'in orta yolu10
- arkadaşlar cumaya neden gelmediniz12
- sözlük erkeklerinin bugünkü kombinleri15
- patiswiss14
- integralin müfredettan kaldırılması12
- bir sözlük kızı ile yakınlaşmak16
- manyak olmaya karar verdim silik olsun kampanyası14
- ak partiliyi çok fena döven chp belediye başkanı18
- 22 şubat 2024 sparta prag galatasaray maçı14
- birini donuzlayarak ceza vermek9
- kalbin sadece bir kişiyi seveceği saçmalığı10
- arkadaşlar biri var18
- karınıza range rover alır mısınız20
- kent lokantası niye bedava değil demek22
- evlilik17
- escort fiyatlarının güncellenmesi12
- diyanet işleri başkanına audi 6 tahsis edilmesi11
- modern kadinin ucuz ve kolay ulasilabilir olmasi17
- nervio'ya aşık olmak10
- balayını italyada yapmak isteyen nişanlı14
- futbolcu ismiyle nick almak14
- chp'li o tekin'in öcalan'ın fotosu ile pozu16
- demet akalın'ın zeka seviyesi12
- gina carano9
- icardi19059
- türkiye işçi partisi9
Mine G. Kırıkkanat konuya şöyle yaklaşmış
Her şeyden önce şunu belirteyim: Olimpiyatları düzenlemek hakkı, almak ve vermek eylemleriyle ifade edilmez. Başta Olimpiyat kavramının kurucu dili Yunanca, bizimki hariç bütün dillerde kazanmak, seçilmek, layık görülmek, emanet edilmek eylemleri ve tersiyle anlatılır.
Dil, dilinde yaşadığı toplumun aynasıdır.
Güzelim Türkçemizin, kalın kalabalıkların hoyrat dilinde almak ve vermek eylemlerine yüklenen kaba anlamlar bile, seçici kurulun olimpiyatları niçin Türkiyeye vermediğinin metaforik açıklaması olabilir mi?
Yaklaşım, ilk bakışta zorlama gelebilir. Ama AKP iktidarının hem de olimpiyattan sorumlu Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıçın, oyunlar verilmeyince ruhen girdiği kına stokları bunalımı, pek de olimpik ruh olmasa gerekir.
Benim bildiğim olimpiyat ruhu, kazananın elbette sevinip, ama kaybedenin de kazananı nezaketle kutladığı bir zarafet halidir. Hakkın teslimi anlamına gelen sportif zarafete de bu yüzden centilmenlik denir.
***
Olimpik ruh, neden centilmenliktir, neden kaybedenden kazananın hakkını teslim ve zarafetle kutlaması gerekir?
Çünkü Olimpiyat oyunları, halklar, ülkeler savaş alanında yenişmeye çalışmaktansa, üstün olan barış alanında yarışarak galip gelsin, diye icat edilmiştir. Başka bir deyişle savaş değil yarış, zafer değil galibiyet kazanılan uluslararası spor arenasıdır, olimpiyatlar.
Uluslararası spor yarışmasında iddia sahibi olabilmek için de spor sevgisi, yaygınlığı ve uygulamasının ulusal çapta olması gerekmez mi?
Peki Türkiye genelinde, futboldan başka hangi spor tutkusu ve yaygınlığından söz edilebilir?
Bu ülkede, gerek AKP, gerekse önceki hükümetler, bir zamanlar ata sporu dediğimiz güreşi gerçekten ortak bir tutku, milli bir değer haline getirmek, ülke çapında yaymak ve gençleri hem özendirip, hem de eğitmek için kaç güreş salonu açtılar Türkiyede?
Ülkede her mahallenin en az bir camisi var. Olsun da. Peki, geçtik koşu parkuru, yüksek atlamayı, jimnastiği, dekatlonu falan, Türkiyede kaç ilin, kaç belediyenin, kaç belediyenin halka açık spor tesisi, yüzme havuzu, tenis kortu vb. var?
***
Futboldan başka hiçbir sporun (ve zaten sporcuların da) ulusal önem ve değer taşımadığı bir ülkenin, en önemli uluslararası spor yarışmasına ev sahipliği yapmak arzusuyla yanıp tutuşması, eğer çelişki değilse, hangi gerekçelerle, nasıl açıklanır?
Olimpiyatları almak yarışını, sadece başarılı PR çalışmasına bağlayan bir ülkenin, ev sahipliği hakkını niçin kazanmadığı değil, niçin kaybettiği açıklanabilir ancak.
Zaten istanbulu Tokyo ile yarışacak finale taşıyan da salt PR başarısı olmuştur. Ama işte o kadar. Çünkü olimpiyatlara hak kazanmak için gereken temel prensiplerin hiçbirine sahip değildir Türkiye.
Olimpik sporlara ulusal çapta ilgisizliğe, ekleyin kısıtlı ilgi alanındaki doping skandallarını, koyun üstüne harem selamlık olimpik havuz tartışmalarını, ne demek istediğimi anlarsınız.
Hele Suriyeye karşı dünyayı savaşa çağırırken, tutup da olimpiyatlar istanbulda yapılırsa bölgeye barış getirir gerekçesi var ya, o başlı başına yeter, sonucu açıklamaya.
***
Eğer olimpiyatlar için PR yetse ve istanbul kazansaydı, Türk halkının sırtına 30 milyar dolarlık bir yük binecekti. Halen Yunanistanın yaşadığı ekonomik krizde, olimpiyat borçlarının da payı vardır.
Eğer istanbul kazansaydı, AKP polisinin bu ülkenin özgürlük isteyen gençlerine yaptığı zulüm, yargısının hapishanelerde çürüttüğü suçsuzlar, susturulan basın, sansür, şiddet, baskı ve çoğunluk adına tehdit edilen azınlıklar, hepsi unutulacak ve hükümetin asarım da keserim de olimpiyatları da alırım da propagandası olacaktı.
işte bütün bu nedenlerden dolayı, ben istanbulun Tokyo önünde elenmesine sevindim. Çünkü Başbakanın zor tutuyorum dediği halk yüzdesinin; bırakın barışı, demokrasiyi, insan hak ve özgürlüklerine saygıyı, sportif centilmenliğin zerresini taşımayan zorbalığın, olimpiyatlarla taçlanmasını istemiyorum.
Bizler, ucube olsun benim olsun diyenlerden değiliz. Her zaman benim olan güzel olsun diye uğraş verenleriz. Vatanı da böyle severiz.
Mine G. Kırıkkanat
Her şeyden önce şunu belirteyim: Olimpiyatları düzenlemek hakkı, almak ve vermek eylemleriyle ifade edilmez. Başta Olimpiyat kavramının kurucu dili Yunanca, bizimki hariç bütün dillerde kazanmak, seçilmek, layık görülmek, emanet edilmek eylemleri ve tersiyle anlatılır.
Dil, dilinde yaşadığı toplumun aynasıdır.
Güzelim Türkçemizin, kalın kalabalıkların hoyrat dilinde almak ve vermek eylemlerine yüklenen kaba anlamlar bile, seçici kurulun olimpiyatları niçin Türkiyeye vermediğinin metaforik açıklaması olabilir mi?
Yaklaşım, ilk bakışta zorlama gelebilir. Ama AKP iktidarının hem de olimpiyattan sorumlu Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıçın, oyunlar verilmeyince ruhen girdiği kına stokları bunalımı, pek de olimpik ruh olmasa gerekir.
Benim bildiğim olimpiyat ruhu, kazananın elbette sevinip, ama kaybedenin de kazananı nezaketle kutladığı bir zarafet halidir. Hakkın teslimi anlamına gelen sportif zarafete de bu yüzden centilmenlik denir.
***
Olimpik ruh, neden centilmenliktir, neden kaybedenden kazananın hakkını teslim ve zarafetle kutlaması gerekir?
Çünkü Olimpiyat oyunları, halklar, ülkeler savaş alanında yenişmeye çalışmaktansa, üstün olan barış alanında yarışarak galip gelsin, diye icat edilmiştir. Başka bir deyişle savaş değil yarış, zafer değil galibiyet kazanılan uluslararası spor arenasıdır, olimpiyatlar.
Uluslararası spor yarışmasında iddia sahibi olabilmek için de spor sevgisi, yaygınlığı ve uygulamasının ulusal çapta olması gerekmez mi?
Peki Türkiye genelinde, futboldan başka hangi spor tutkusu ve yaygınlığından söz edilebilir?
Bu ülkede, gerek AKP, gerekse önceki hükümetler, bir zamanlar ata sporu dediğimiz güreşi gerçekten ortak bir tutku, milli bir değer haline getirmek, ülke çapında yaymak ve gençleri hem özendirip, hem de eğitmek için kaç güreş salonu açtılar Türkiyede?
Ülkede her mahallenin en az bir camisi var. Olsun da. Peki, geçtik koşu parkuru, yüksek atlamayı, jimnastiği, dekatlonu falan, Türkiyede kaç ilin, kaç belediyenin, kaç belediyenin halka açık spor tesisi, yüzme havuzu, tenis kortu vb. var?
***
Futboldan başka hiçbir sporun (ve zaten sporcuların da) ulusal önem ve değer taşımadığı bir ülkenin, en önemli uluslararası spor yarışmasına ev sahipliği yapmak arzusuyla yanıp tutuşması, eğer çelişki değilse, hangi gerekçelerle, nasıl açıklanır?
Olimpiyatları almak yarışını, sadece başarılı PR çalışmasına bağlayan bir ülkenin, ev sahipliği hakkını niçin kazanmadığı değil, niçin kaybettiği açıklanabilir ancak.
Zaten istanbulu Tokyo ile yarışacak finale taşıyan da salt PR başarısı olmuştur. Ama işte o kadar. Çünkü olimpiyatlara hak kazanmak için gereken temel prensiplerin hiçbirine sahip değildir Türkiye.
Olimpik sporlara ulusal çapta ilgisizliğe, ekleyin kısıtlı ilgi alanındaki doping skandallarını, koyun üstüne harem selamlık olimpik havuz tartışmalarını, ne demek istediğimi anlarsınız.
Hele Suriyeye karşı dünyayı savaşa çağırırken, tutup da olimpiyatlar istanbulda yapılırsa bölgeye barış getirir gerekçesi var ya, o başlı başına yeter, sonucu açıklamaya.
***
Eğer olimpiyatlar için PR yetse ve istanbul kazansaydı, Türk halkının sırtına 30 milyar dolarlık bir yük binecekti. Halen Yunanistanın yaşadığı ekonomik krizde, olimpiyat borçlarının da payı vardır.
Eğer istanbul kazansaydı, AKP polisinin bu ülkenin özgürlük isteyen gençlerine yaptığı zulüm, yargısının hapishanelerde çürüttüğü suçsuzlar, susturulan basın, sansür, şiddet, baskı ve çoğunluk adına tehdit edilen azınlıklar, hepsi unutulacak ve hükümetin asarım da keserim de olimpiyatları da alırım da propagandası olacaktı.
işte bütün bu nedenlerden dolayı, ben istanbulun Tokyo önünde elenmesine sevindim. Çünkü Başbakanın zor tutuyorum dediği halk yüzdesinin; bırakın barışı, demokrasiyi, insan hak ve özgürlüklerine saygıyı, sportif centilmenliğin zerresini taşımayan zorbalığın, olimpiyatlarla taçlanmasını istemiyorum.
Bizler, ucube olsun benim olsun diyenlerden değiliz. Her zaman benim olan güzel olsun diye uğraş verenleriz. Vatanı da böyle severiz.
Mine G. Kırıkkanat
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar