bugün

elbette pek çok sebep olabilir. Ancak ben özellikle kendi durumumdan hareketle iki çift laf etmek isterim: Öncelikle, yaratışıl fikrini savunan adnan hoca kitaplarını okumuşluğum vardır, hatta bu tezlerin bir bilim dergisinde ayrıntılı ele alınışını, ona karşılık evrim teorisini savunan bir bilim adamının verdiği yanıtları da okudum. Lakin bu tartışmalar beni doğrudan ilgilendirmiyor. Neden? Çünkü bioloji bilgim lise son sınıf seviyesinden kalma, ve bu bilgilme taraf tutmayı saçmalık sayıyorum. Öyleyse ne yapmam gerekiyor?

Şimdi efendim bu içinde bulunduğumuz sorun yeni değil, hemen her bilim dalında birden fazla fikir veya teori savunuluyor, bilim adamlarının tam bir mutabakat içinde olduğu durumlar çok istisnai. Mesela bugün, dini bütün olup evrim teorisini reddeden biyologlar olduğu gibi, özellikle petrol şirketlerinin finanse ettiği araştırmalara dayanarak küresel ısınma diye bir şeyin olmadığı, veya bu durumun son derece doğal olduğunu ileri süren bilim adamları da var. Bu gibi durumlarda benim aklıma gelen tek çözüm şu: eğer bilim adamları arasında herhangi bir teoriye yönelik ezici çoğunluk mevcut ise, bu çoğunluğun savunduğu pozisyona inanmak bence en makul tercihtir. Zira yaradılışçıların, veya Küresel Isınma Redcilerinin fikirlerini ele alıp onları hakkıyla değerlendirecek, eksiklerini-fazlalarını ölçebilecek bilgilerden yoksunum, ve o duruma gelebilmek için harcamam gereken bir kaç senem de yok.

Şimdi denebilir ki, ezici bir çoğunluğa sahip de olsalar bilim adamları yanılamaz mı? Yanılabilirler elbette, ancak bunun gerçekleşme ihtimali görece çok düşüktür. Mesela Newton fiziğine bakarsak, zamanında hementüm fizikçilerin bel bağladığı Newton fiziği aslında yanlışlanmamıştır. Zira Newton fiziğinin temel aldığı ölçekte, yani makro dünyda geçerli olduğu hala daha kesindir. Ancak ne zaman ki Newton fiziği mikro dünyaya uygulanmaya kalkılmış, işte o zaman bazı sorunlar ortaya çıkmış ve quantum teorisi mikro dünyadaki bu "dengesizlikleri" açıklamak üzere ortaya atılmıştır. Dolayısıyla 19. yy'da yaşayıp Newton teorisine inanan bir insan, aslında yanılıyor değildir.

Ayrıca, geçen yüzyıllarda bilim dünyasında yaşanan değişimleri bugün bilime karşı, daha doğrusu bilim dünyasında genel kabul gören yaklaşımlara karşı şüpheyle yaklaşmak için bir gerekçe olarak ileri sürenler şu noktayı gözden kaçırıyorlar: 16.-19. yy'lar arasında insanoğlunun gerçekleştirdiği bütün deneylerin sayısı kadar deney, bugün belki bir kaç senede yapılmaktadır. 400 senelik bu dönemde üretilen bilimsel veriler, bugün yalnızca 10-15 senede üretilmektedir. Dolayısıyla bugün iblim dünyasının tezlerinin arkasında çok çok daha sağlam verilerin bulunduğu muhakkaktır. Evet Newton'un teorisi 300 yıl kadar dayanmıştı. Fakat Newton teorisi üzerindeki mutabakatın kalkamasına yetecek kadar verinin onlarca katı kadar veri evrim teorisi üzerine üretilmitir ve bütün bu veriler, yalnızca evrim teorisinin değiştirilmesini, rütuşlanmasını gerektirmiştir.

Bu nedenle, sanıyorum ki biyoloji alanında bir yüksek-lisans veya doktora yapmamış ortalama insanın "bilimsel" gerekçelerler, takım tutar gibi bilim adamı tutarak evrimi reddetmeleri tutarsızdır. Buna karşılık, bilim adamları arasında varolan konsensusu bilim adamları arasındaki bir Darwinist-Marksist-Ateist tarikata bağlayanlara ise, dünyadaki biyoloji bölümlerinin sayısını, biyolog miktarını, bu biyologlar arasındaki mutlaka binlerce dindarın da bulunmak zorunda olduğunu hatırlatmak gerekir. Elbette dini gerekçelerle evrime soğuk bakabilirsiniz, ancak din adamları pek çok eldeki metinlere alternatif yorumlar getiriyorlar, ve sanırım evrim fikrinin de 3 büyük din ile barıştırılması olanaklıdır.
bir zamanlar denizde yüzen bir kurbağa embriyosu varmış birgün karaya vurmuş. zavallı embriyosu rüzgarla ordan oraya savrulmuş o da bu savruluşa dur demiş. ne yapıyorum ben ne olacağım ben. sonra oluşmamış kafasında bir ışık yanmış. demiş ki ben gideyim bir insana dönüşeyim.
yıllar geçmiş günümüze gelinmiş.oluşma hikayemizi hiç unutmamışız.teknolojiyi kabul edememişiz mesela, hala sanmışız ki bir audi a8 in parçalarını rüzgar bi yerlerden savurur savrulan parçalar bir araya gelir bi gün biri de bizim ayağımızın dibine düşer diye bekleyip durmuşuz.
tek gerçek kur an dır açıp okuyanın orada bulamayacağı bilim yoktur.ispata da gerek yoktur.çünki hepsi yüce yaradanın sözleridir.