en sevdiğim arkadaşlık türü.
biri bi espri patlatır, karşılıklı kahkahalar atarsın. zaman geçer öteki patlatır bi espri.
şahane vakit geçerilir.
hayatımda 2 tane böyle arkadaşlığım oldu.
son zamanlarda maalesef yok.
Günümüzün ciddiyetten uzak, sıkıcı arkadaşlıkları. Ne yazık ki çoğunluğun alışkanlığı… bilerek uzak ve yalnız kalıyor, hiç sevmiyorum.
öğrencilik-gençlik yıllarında, bir sorumluluk ve geçim derdi yanında gelecek kaygısı olmadan yaşanılan yıllarda rastlanılan durum.
hep genç olacağız sanarak...
anne-baba da dahil olarak bizden önceki nesilleri beğenmeyerek, onlar gibi olmayacağım iddiasıyla kendimizi sorumsuzluğun getirdiği böbürlenme çukurunda bulduğumuz yıllarda olacak arkadaşlıklar.

bizde yaşadık böyle arkadaşlıkları...
ülkeyi toplumu değiştireceğiz diyorduk ama zamanla değişen tek şey bizdik.
evet, değiştik ve eleştirdiğimiz şeylere benzedik eleştirdiğimiz ortamlardan daha da kötü durumdayız.
şu an 30 yaşında olan ve evlenen-çocuk sahibi olan ya da evlenecek-çocuk sahibi olacak insanın torunu öyle bir ülkede yaşayacak ki...
şu an 30 yaşında olan insanın torunu "dedemin yaşadığı dönem cennetmiş" diyerek şu an yaşadığımız dönemi övecek.
torunlarımıza nasıl bir ülke bırakacağımızı, torunlarımızın nasıl bir ülkede yaşayacağı senaryolarını bilseniz gülmeyi unutmayı mutluluğu bırakın, kendinizden nefret edersiniz.

ülkenin sadece yeraltı ve yerüstü zenginliklerini, şirketlerini, sermayesini, trilyonlarca dolar parasını kaybetmedik-yok etmedik.
bakınız sokaklara, ekranlara, çevreye, ülkenin insan kaynağını insan zenginliğini de kaybettik.
bunun için artık ülke toplum olarak geri dönüş çizgisini geçtiğimiz için okyanus üzerinde 500km'lik yakıtı kalan uçağın en yakın kara parçasına 1.000km uzaklıkta olması durumundayız.