bugün

üniversiteyi birlikte okuduğun sınıf arkadaşından (aslında tam olarak arkadaş değildir o, uzaktır. belki de adam yerine koymadığın biridir) iş isteme durumu. adam işini kurmuş, genişletmiş, bir de eleman ilanı vermiştir. ve sen de işsizliğin boğazına bir pıçak gibi (evet pıçak) dayandığı bir süreçten geçiyorsundur. müracaat edersin ve sana karşı tutumunu merak etmeye başlarsın.

eğer ki bu kişi kompleks sahibiyse ezer seni, utanmadan adını bile sormaya kalkar. bunu çoğu türk filminde değişik versiyonlarıyla izledik. yok eğer delikanlıysa, kucaklar, sahip çıkar...

illa ki kendi işini kurmuş olması gerkemiyor tabii. sen ömrünü halı sahalarda, okey masalarında geçirirken o çalışmış, stajını yapmış, kendini geliştirmiş ve nihayetinde genç yaşta bişey müdürü oluvermiştir.

insanı ezer bu durum ister istemez. kendinle hesaplaşma süreci başlar, derinlere dalarsın.

'ulan işe alır mı' kabızlığı olumlu sonuçlanırsa da fazla sevinemezsin. zira artık 'patron-eleman ilişkisi' başlamıştır. ve bundan sonrasını yazmaya psikolojim el vermiyor.
+hatırlar mısın bir zamanlar seni her gün döven piç ve gurursuz bir arkadaşın vardı...
-nnneeevveeetttt....cemmaaaallll....
+o benim işte, tanımadın mı? iş istemeye geldim senden.
-burda sana işş yokk cemmmalll....
+ne demek yok lan....
(bkz: erkekleri cekici yapan detaylar)
kesinlikle yapılmaması gereken eylem.
(bkz: eski sınıf arkadaşına iş atmak)
(bkz: son gülen iyi güler)