bugün

yıkıcı bir durumdur...
sen umudunu yitirmeyip unutamamışken, o başka tenlerde yeni hazlar almak istiyor başka kalplerde sığınacak bir liman arıyordur...
oysa tüm kapıların ardına kadar açıktır. selam vermek bile utandırır seni, gözlerinde boğulacağını bildiğinden bakamazsın yüzüne. yan masanda otururken kafanı çevirirsin elindeki cam kırıklarını kalbine batırırsın. içine yaşlar akarken kahkahanı kulaklarında çınlatırsın onun mutlu olduğunu sanmasını istersin, mutsuz olduğunu kendine bile itiraf edemezken. ve anlarsın ki ağlarken gülmek buna denirmiş...

kıskanırsın fakat mutlusundur. çünkü o mutludur...
nefretin mi büyük sevgin mi çözemezsin o an. alev alev içini yakan aşk yanaklarına pembesini dokundurur dudağını ısıttırır...
aynı okulda olup hadi onuda geç aynı sınıfta olup haftanın 5 günü 6 saati boyunca dip dibe olmaktan iyidir diye düşünüyorum.
yan masa da birinin oturmasından farksızdır. eğer farklı olacak olsa zaten eski olmazdı.
Otursa bir şey değişmez ama dik dik bakıp sırıtıyorsa o zaman o masadan kalkar başka yani onun olmadığı uzak bir masaya giderdim.
yan dairede oturmasından daha iyi olan alternatiftir. hele ki duvarlar ses geçiriyorsa şükredilesi durumdur.
(bkz: eski sevgilinin kucağa oturması)* *