bugün

bazı erkekler vardır. direk iltifat edemezler hoşlandıkları kişiye. direk söyleyemezler, mizaç meselesi işte. yapamazlar. halbuki ne kadar kolay değil mi?

kızı bir kenara çekip, "senden çok hoşlanıyorum hebegül. aylardan beri aklımdan çıkmıyorsun. aşığım sana" diyecek, hepsi bu işte. ama diyemiyorlar, diyemiyoruz. e haliyle sözle yapamadığını hal ve hareketler ile çaktırmaya çalışıyoruz.

kimimiz bunu bilerek ve isteyerek, "ulen madem kıza açılamıyorum, bari davranışlarımla belli edeyim de kız anlasın, gerisi allah kerim" mantığını güderek yapar.

kimimiz de farkında olmadan, altında hiçbir artniyet barındırmadan, tamamen içgüdüsel bir temele dayanarak yapar bunu.

kıskanır en basitinden. o'nu kıskandığını o'na belli ettiğinin farkında olmaz çoğu zaman. zaten mesele de buradadır işte. kendisine yaptığı oldukça normalmiş, iki arkadaşın arasında olan türden bir şeymiş gibi gelir; kızdan hoşlandığını kendisine bile itiraf edememiştir belki de kim bilir?

her ne şekilde olursa olsun, boş laf ve kuru gürültüyle; o artık kullanıla kullanıla mundar ağızlarda laçka haline getirilen seni seviyorum tümcesinin yerine, direk sevgi gösterisinde bulunmak daha bir hoştur, güzeldir, sıcaktır, samimidir.

bunu dil ile de söyleyebiliriz, özellikle de bayanların hoşuna en çok giden şey de budur. ancak bazen dil susar, gönül konuşur.

bu da elimize ayağımıza vurur ister istemez.
küçükken gelip size "köpek pisliği" derlerse sizden hoşlanıyorlar demektir.

(bkz: erkekler ne söyler kadınlar ne anlar)
ağzınızdan çıkacak olan her şeyi yapmaya olan meylini belli ederken tam bir soruyla ne istediğinizi soramamasıdır. bakar öyle kelime aralarından çıkartmaya çalışır istediğiniz şeyi, siz de bakarsınız öylece "ne etmeye bu kadar kasıyosun, sor da söyliyeyim" diye.

her şeyde fikrinizi öğrenmeye çalışmasıdr. arkadaşlarla olan muhabbetin orta yerinde siz sadece dinlerken " sen ne düşünüyosun bu konuda x" diye sorar kalakalırsınız.

grup içindeyseniz anlattıklarını sadece size anlatır, size bakarak yahut yapılan yorumlardan sadece sizinkini dikkate alıp cevap verir.

arar ya da yanınıza gelir ama konuşmaz. zaten çok sık aradığı için konuşacak şey de bulmazsınız ama o telefon kapanmaz. susmalar uzayp gider ama telefon hep açıktır. (bkz: ee susçaz mı böyle)den sonra kapatmak akla gelebilir.

birden derin muhabbetlere girilmesi de bu hareketlerden sayılabilir. (bkz: dur daha ne kadar oldu ki tanışalı)

lütfen kendinizden emin değilseniz böyle hareketlere hiç girmeyin. yok girdiyseniz de iyi veya kötü mutlaka bi açıklama yaparak işi sonuca ulaştırın. unutmayın o kızdan hoşlanan bi tek siz değilsiniz ömrünün sonuna kadar sizin gevrek bir sırıtışla onun yüzüne bakar halinize katlanmaycak.

(bkz: amacını söyle de artık herkes yolunu bilsin)
iletişim çağında olmamıza rağmen yine de saç çekmeye kadar indirgenecek hareketlerdir.
hoşlanmak kıskanmakla eşdeğer tutulan günümüze sanırım kıskanıldığında bir şekilde atar yapılması en doğru tadında bir hareket olacaktır.
salya akıtıp ulumaları belki bi tüyo verebilir ama emin değilim tabi bu sadece bi fikir.
günaydın mesajı, uyudun mu ben uyumadım mesajları ile başlayan mesajlardır..