bugün

öncelikle heyezanla heyecanı karıştıracaklar için söyleyeylim

heyezan; saçmalama, kopma, sanma anlamındayken, heyecan Sevinç, korku, kızgınlık, üzüntü, kıskançlık, sevgi gibi nedenlerle ortaya çıkan güçlü ve geçici duygu durumu anlamına gelir.

şimdi gelelim gençlik heyezanlarına...

yakın veya uzak çevremde gözlemlediğim veya geçmişimden hatırladığım kadarı ile ergenlik heyezanlarının başında arafta kalma durumu vardır. ölmek filan aklından geçmez ama hayatında da bir bok olmadığının farkındasındır. doğrusunu söylemek gerekirse olacağı da yok...

hep bugün yarın diyerek bir şekilde yaşıyorsun. kimse seni, sen de kimseyi umursamıyorsun.

işe gidiyorsun iş bok gibi. eve geliyorsun ev bok gibi. geçmişin zaten çöplük gibi. kimin kimsen yok, öyle yaşıyorsun. içinde birikenler, dökülecek yer arıyor ama yok. bunun gibi....

bunları okurken "ahan da ben" diyorsan, ergenliğin doruklarındasın demektir.

hemen silkin, mutfağa gidip kendine bir çay koy ve kendine "acaba gerçekten bu kadar duygusal mıyım, yoksa toplumun dayattığı rollerden sadece birisi mi bu?" sorusunu sor.

sorunun cevabını aslında çok da önemli değil, şimdi toplumsal baskı, insanın kendinden başlayarak diğer insanları, evreni, doğayı, hayvanı, bitkiyi sevmeyi bilmeyişidir. sürekli negatif, sevgiden uzak bir varlık etrafa da nefret saçar. birbirine nefret saçan varlıklar nefretleri ile yalnızlaşırlar. insan sosyal bir varlık olduğu için yalnız kaldığında ruh sağlığında ciddi sorunlar meydana gelir.

diğer bir neden baskılardır. bir insanın kendini en iyi hissettiği yer akıl hastanesidir. çünkü orada toplumun dayattığı kurallar ve baskılar yoktur. deli olduğunuz orada kabul gördüğü için ne yaparsanız yapın davranışlarınızı kimse tuhaf karşılamaz. ama toplum içindeyken mesela metroda herkes içinde dans ederseniz siz deli muamelesi görürsünüz. çünkü bu toplum kurallarına aykırıdır. dışlanmamak için dayatılan kurallara uymak zorunda kalırsınız. bu gibi yapamadıklarımızı içimize atmamız yine farklı ruh hastalıklarına neden olur. mesela bastırılmış cinsel duygulardan dolayı ülkede artan tecavüz ve taciz gibi suçlar buna en güzel örnektir.

oldu mu?
Özet geçmiyorum. Okumadım.