bugün

sırların ebediyete gömülmesidir. insanın sırdaşını kaybetmesi demek umutlarını sekteye uğratması demektir.
sıfatlarda tarif edilemez diye tahmin ediyorum. Tabi farklı boyutu da vardır. bazen en yakın arkadaş, sadece yaşan fonksiyonları sonra erdiğinden ölme bi insan için.
oglum,
sana bu mektubu bizim cehenemden yaziyorum. bir yasima daha giricem nerdeyse. tabi bundan haberin yok senin . kronomometreye erken bastigin icin beni hep yakisikli hatirliycaksin. bizi bırakip gittigin yerde eski guzel gunleri dusunup hayiflanicaksin.
ama dur
sen hatirliyor musun beni ?
peki sen herhangi biseyi hatirliyor musun ?
ben 20 ydim tanistigimizda, sen beni en son 35 imde gordun istanbul'da. sonra sen kas'ta oldun o aksam ayni anda geldik antalya'ya. sen beni gormedin ben sana bakiyorken . ben sana oyle dikkatli baktim ki oglum ayrilirken sen iyi ki gormedin beni. yoksa gozgoze gelir gulerdik eskisi gibi. olmadik biyerde gulerdik ya hani. oyle olurdu yine. gozlerimizi kacirirdik ciddiyeti bozmamak icin. hani sahnede oldugu gibi. sen aglarken bakamazdim ya sana. sinirimi bozardin gulerdim . cunku sen her boktan sikayet ederdin oglum. oyle cok sikayet ederdin ki . sonunda sikilir gulerdim. sonra sende sikilirdin kendinden baskasi gibi olmak isterdin. mutlu olan bir baskasi gibi... dert etmeyen biri.. hani benim gibi biri. bir sey diyim mi sana oglum simdi donsen buralara ... ne gidilecek bir yol... ne ugruna alunecek bi kadin... her neyse... ama kadinlari cok dert ederdin sen... ama onlar seni severdi oglum..ama sen cok aglardin onlar icin... sevemezdin kendini bir turlu onlar seni cok sevse de . senin gibi olmak istemezdim o zaman... daha cok sevin beni... daha cok gulun bana beni daha cok isteyin...daha cok . ama seni en cok ben...!
bisey diyim mi sana oglum ? simdi donsen buralara ne gidilecek bir yol... ne ugruna olunecek bir kadin... ne de sabahlara kadar konusak sana vaadettiklerim... kandirdim seni oglum. parayi dert etme diye. yok oyle bi sey basarisizlik diye, illa da bir baskasi olmaya calisma salak gibi, bir kadin icin olme diye kandirdim.!!
artik umurunda degil mi bunlar? artik bozulmuyorsun bu islere ? askin da bi onemi kalmadi mi yoksa? o kadin icin olmez misin bir daha? ne var bir kere daha olsen... degmez mi o kadin buna? hani .. hani degerdi ? ciplak ayaklariyla yururken mezarinin ustunden keyiflenmiycekmisin topragin bes kat altinda? oyle de oldu zaten... vasiyet ettigin gibi ciplak ayakli kiza.
biraktin degil mi oglum ? biraktin... gittin... peki...
ama ben burdayim hala ben devam ediyorum. peki sen bakiyor musun bana ordan, guluyor musun bana, saniyor musun ben ayni sarkiyi soyluyorum? beni daha cok sevin beni... daha cok gulun bana beni daha cok isteyin...beni daha cok ozleyin . ama seni en cok ben.... ben... hayir ben cok degistim oglum bir baskasi degilim artik. vazgectim maymunlarin dunyasindan . biraktim alkislari. istemiyorum kahalari, stemiyorum bir aptal gibi yaslanmak . iste belki de bu yuzden seni en cok ben , en cok ozluyorum benim olu arkadasim....

*boran kaya'nın ölümü üzerine okan bayülgen tarafından yazılan ve seslendirilen yedi karanfil ağıt'ı.
istanbulda çok kaybettim.
sırlarım da gizli hepsi
kimse dokunmasın.

üniversite ilk yılım,
istanbula ikinci gelişim
sürgünden sonra.

son gecemizdi antakyada,
üç arkadaş
yıldızı bol gök laciverdi

uzanmışız, hayallere
habibi nacar dağının
kuytu yamacında.

bir gün, uğursuz
haber gelir
iki antakyalı

sormam adını
şimdinin çocuk mahkemesi
eskinin morgu.

gülhaneye bakar yüzü
belki nazımın
ceviz ağacı.

girerim morga
yanmış kavrulmuş
yatıyor iki can

ne hayal kalmış, safi alev.
ne antakyanın son gecesi
geride sadece ben.
konuşmamaya başlayışımızın üzerinden yıllar geçse de, birbirimizi hayatınızdan çıkarmış olsak da, yıllar öncede kalpte o en yakın kontenjanını dolduran o tek kişinin olası ölümüdür. hala en büyük korkulardan biridir. hala o en iyinin en sevgi dolu yerindedir. candan bir parçadır.
(bkz: allah korusun)