bugün

güzel söz söylemek kime göre? neye göre? bunun kıyası ve odak noktası nedir. Sözün en güzelini kim söyler, yada güzel olduğu iddia edilen söz gerçekte güzel midir? kim verecek bunun cevabını ve verilecek bu cevap "mutlak doğru" olacak? ve gerçek "otorite" olacak. var mı böyle bir şansımız bunu tespit edecek, derecelendirecek? evet var rahmeti bol olan rabbimiz insanlığın kullanma kılavuzunda, kur'an-ı kerimde biz mahlukatına bu bilgiyi ulaştırmıştır. Gerçek güzel söz'ün ne olduğunu diğer sözlerden nasıl ayırmamız gerektiğinin bilgisini veriyor bize.

"Allah'a davet eden, salih amel işleyen ve: "Ben gerçekten Müslümanlardanım" diyen kimseden daha güzel sözlü kim olabilir?" (Fussılet/33)

Allah'a davet eden, salih amel işleyen ve: Ben gerçekten Müslümanlardanım, "ben Allah'a teslim olanlardanım” diyerek bu imanını, bu teslimiyetini açığa vuran, kimliğini dışa taşımasını, taşırmasını beceren kimseden daha doğru sözlü kim olabilir diyor Rabbimiz. Yani Allah kulundan imanını dışa yansıtarak Allah kullarını kendi imanına, kendi yoluna, kendi teslimiyetine çağırmasını istiyor. Allah'a davet edenden daha güzel sözlü kim vardır? Yeryüzünde en güzel söz, insanları Allah yoluna davet eden kişinin sözüdür. Kendisi Allah'a Allah'ın istediği biçimde inanan ve insanları inandığı Allah'a imana çağıran, insanları kendisinin kulluk yaptığı Allah'a kulluğa çağıran insandan daha güzel sözlü kim vardır? Evet, davetlerin en güzeli, Allah adına Allah'a yapılan davettir.

Ayetten anlıyoruz ki, Allah'a yapılan davet kuru bir laftan ibaret olmamalıdır. Davetçinin, davet ettiği şeye bizzat kendisinin iman etmesi gerekmektedir. Yani davetinin kendi hayatında eserinin görülmesi gerekmektedir. insanları çağırdığı şeyi bizzat kendisinin yaşaması ve salih amel sahibi olması gerekmektedir. Davet ettiği şeyle kendi hayatı ayrı ayrı vadilerde olmamalıdır. Davet ettiği şeye kendi hayatı bizzat şahit olmalıdır. Bir de bu davetini sadece Allah rızası için yapmalıdır. Birilerine rağmen, birilerine binaen değil, sadece Allah'a rağmen yapmalıdır. O zaman muhataplarının onu dinlememeleri, karşısındakilerin kendisini alaya almaları onu hiç ırgalamayacaktır. Muhataplarının tavırlarından etkilenerek davetini bırakması, bıkıp usanması kesinlikle söz konusu olmayacaktır. Çünkü o bu işi Allah için yapmaktadır ve Allah her zaman için onun bu katlandıklarını görmektedir, ona her zaman için layıktır Allah.

Davetçi, müslüman olmalıdır. Allah'a teslim olmalıdır. iradesini Allaha teslim etmeli ve yaptıklarını sadece O'nun hatırına yapmalıdır. Bir de muhataplarının zihinlerinde herhangi bir kuşkuya mahal bırakmamak için de: "Ben müslümanım! Benim adım, benim kimliğim müslümandır! Ben sizi sadece Allah'a çağırıyorum! Bunun dışında herhangi bir şeye çağırmaktan Rabbime sığınırım,” demelidir. Ben sizi benim partime üye olmaya, benim vakfıma abone olmaya, bizim dergaha filan çağrmıyorum. Ben sizi sadece Allah'a kulluğa ve onun kitabına çağırıyorum dememizi istiyor. Bir de benim adım Müslümandır, ben kendime bu ismin dışında filancı, falancı diye başka isimleri asla layık görmüyorum. Bana Müslüman ismi yeter. Ben bunun dışında başka hiç bir isimde izzet ve şeref görmüyorum dememizi istiyor Rabbimiz.

Evet insanlara güzel söz söyleyin denmiş, sadece mü'minlere değil. Tüm insanlara güzel söz söylemek zorundayız. insanları cennete götürücü söz söylemek zorundayız. Öyleyse kişinin elinden ve dilinden sadır olan şeyler insanları, saadet yurduna götürüyorsa, konuştuğu ve yaptığı şeyler müslümanları dâru's-selama, yani cennete götürüyorsa işte bu mü'min en hayırlı mü'mindir. Yoksa insanların dünyadaki saadetlerini sağlamak değildir sadece burada anlatılan.

Allah'a davet edenden daha güzel sözlü kim vardır? Yeryüzünde en güzel söz insanları Allah yoluna davet eden kişinin sözüdür. Kendisi Allah'a "Allah'ın istediği biçimde" inanan ve insanları inandığı Allah’a imana çağıran, insanları kendisinin kulluk yaptığı Allah'a kulluğa çağıran insandan daha güzel sözlü kim vardır? Evet davetlerin en güzeli Allah adına Allah'a yapılan davettir.